Darbeye direnişin kalesi: Aleviler- 1 | " /> Darbeye direnişin kalesi: Aleviler- 1 | "/>

En Sıcak Konular

Darbeye direnişin kalesi: Aleviler- 1

13 Haziran 2008 17:01 tsi
Darbeye direnişin kalesi: Aleviler- 1 Darbeyi durduracak olan ilk kesim Aleviler... Fakat bunun için önce Alevilerin BEYAZ MASKELERİNİ atarak, "gerçek Alevi" olmaları; Alevilik'in felsefesine uygun olarak Kemalizm'le bağlarını kopartmaları gerekiyor. İyibilgi Aleviler'in darbeyi durdurma

Dün AK Parti’nin Alevi açılımının tam sırası dedik. Bunu Alevi kesiminde etkinliği zayıf olan Reha Çamuroğlu’nun Başbakan’ın danışmanlığından istifasına ve Alevilerin CHP’ye olan tuhaf bağlılığının sona ermesiyle CHP’yi zayıflatacak olmasına bağladık.

Bugün de Aleviler ile CHP ve onun ideolojisi olan Kemalizm arasındaki bağı ve sebeplerini sorgulayalım…

Cafer Solgun’un daha önce Taraf gazetesi için hazırlamış olduğu “Alevilerin Cumhuriyet ve Laiklikle imtihanı” başlıklı yazısı dizisi yakında Hayykitap Yayınları’ndan kitap olarak çıkacak.

Orada Alevi aydınlarının Kemalizm’le olan bu bağı sert bir eleştiriye tutmaları bu tuhaflığın devam etmeyeceğine dair ümidi yeşertici nitelikte… Kitapta vurgulanan temel nokta Alevilerin Kemalistliğinin bir ‘Stockholm Sendromu’ örneği olduğudur. Yani işkencecisine aşık olma hali…

Fakat sadece Stockholm Sendromu ile açıklamak da yeterli değil… Yazı dizisinin düşündürdüklerinden hareketle o zaman kaleme aldığımız “Sünni-Alevi kardeşliğinin önündeki engel Kemalizm mi?” yazımızda ifade ettiğimiz gibi, Aleviler kendilerini ezen Kemalizm’den korunmak için Kemalistler…

Bir başka ifadeyle, Cezayirli aktivist, filozof Frantz Fanon’un formüle ettiği gibi, bu topraklarda ezilen, dışlanan tüm mağdurlar gibi Aleviler de, BÜYÜK İKTİDAR başkasını ezdiğinde Kemalizm’in dilini “BEYAZ MASKE” niyetine kullanarak kendilerini bir nevi korumaya alıyorlar.

Bu taktiği Türkiye’de tüm kesimler birbirlerine karşı yaptığı için hem BÜYÜK İKTİDAR sürekli kendisini yeniliyor hem de bizler gerçek bir birlikte yaşama pratiği sergilemiyoruz.

Çünkü iktidar, bu beyaz maske numaralarını hem yemiyor, hem de kendi “iktidar birikimine” göre iyi kullanıyor. Ayrıca biz birbirimizle ilişkilerimizi KENDİMİZ olarak değil, DEVLETİN KÜÇÜK KOPYALARI olarak gerçekleştirdikçe “devletin nesneleri” olma durumundan kurtulamıyoruz. Birbirimize devletmişiz gibi davranıyoruz: Birbirimizi denetliyor, gözetliyor, ispiyonluyoruz… Yani yurttaş değiliz, özne değiliz aslında…

İşte bu yüzden de 10 yılda bir darbe yiyoruz…

Dolayısıyla şimdi birbirimizin maskeli olduğunu ve maskelerimizle birlikte yaşayamayacağımızı bilmemiz ve "siyahlığımızı" kabullenerek, birbirimizle yüzleşerek yani beyazlığın normalliğini sorunsallaştırarak, maskelerimizi indirmemiz gerekiyor.

Çünkü “beyaz maskeli nesneler” olarak değil, “siyah özneler” olarak gerçek bir birlikte yaşam inşa edebiliriz.

Yani hepimizin önce yurttaş olması, içindeki 'devletçiği', devletçiliği söküp atması, resmi ideolojiyle olan bağını kopartıp; kendi olması gerekiyor…

Çünkü gerçek demokrasi gerçek özne olan yurttaşlarla kurulur; devletin kopyalarıyla değil…

Fakat bunu önce Alevilerin ve “AK Parti şeriat getirecek” gibi temelsiz fakat samimi bir korkuya sahip olan yeni orta sınıfların gerçekleştirmesi gerekiyor… Önce bu kesimlerin yapması gerekiyor, çünkü CHP’yi ana muhalefet düzeyine taşıyan ve darbecilere bilerek veya bilmeyerek “toplumsal destek” sağlayan en temel bu iki kesimdir.

Dolayısıyla darbe sürecini kıstıracak en önemli faktör, bu kesimlerin gerçek yurttaşlar olarak, gerçek bir demokrasi kurmaları için Kemalizm'le bağlarını kopartıp CHP'yi ve darbeyi desteklemekten vaz geçmeleridir.

Bu da en başta bu kesimlerin dönüp kendilerine bakmalarıyla, kendileriyle yüzleşmeleriyle mümkün...

Fakat açık ki bu tek başına yeterli değil... AK Parti'nin ve Sünni kesimin de Aleviler ve diğer yeni orta sınıflarla ilişkilerini bu bağlamda kurması gerekiyor. Bir sonraki bölümde bunun imkanlarını irdeleyeceğiz

www.iyibilgi.com özel İlhan Döğüş



Bu haber 3,186 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,821 µs