Darbeye direnişin kalesi: Aleviler- 2

Alevilerin darbeyi engellemedeki rolünü irdelemeye devam ediyoruz. Dizinin birinci kısmında Alevilerin CHP’ye oy vermelerini, Kemalistliğini sosyolojik açılardan irdeledik.

Temel iddiamızı tekrarlayacak olursak;

Aleviler kendilerini de ezen Kemalizm’le bağlarını kopartıp kendilerini sadece oy deposu olarak gören CHP’ye oy vermeyi bırakırlarsa CHP ana muhalefet partisi konumuna gelemeyeceğinden bu partinin darbe sürecinde oynayacağı rol kesilecek; darbenin kısmi toplumsal tabanı bertaraf edilecektir…

Hafta sonu kimi Alevi dedeleri Hz. Muhammed’e hakaret etmekle suçlanan CHP Genel Sekreteri Önder Sav’a tepkilerini ifade ettiler. Bu, CHP ile olan bağın sarsılmasına yönelik olumlu bir tepkidir.

Daha önceleri kendi siyasi tartışmalarına göre Alevi oylarını yönlendirmeye yönelik açıklamalarda bulunan Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan da bugünkü Vatan’da Mine Şenocaklı’ya verdiği röportajda bu tezimizin doğruluğunu ifade eden beyanlarda bulunuyor:

“CHP’nin barajın altında kalıp kalmamasına Aleviler karar verir. CHP, Aleviler oy vermediği zaman barajın altında kalır, onun denemesi 1999 seçimlerinde yapıldı zaten.”

Cem Vakfına ait Cem TV’nin Alevileri darbeyi meşrulaştırmak için düzenlendiği ortaya çıkan Cumhuriyet mitinglerine çağırmasını düşündüğümüzde; bu beyanatın darbe karşıtı demokratik bir açılımdan ziyade CHP’ye Alevi meselesinde veya başka bir konuda bir “ihtar” niteliği taşıdığını söylemek zor bir spekülasyon değil…

Bunu Doğan’ın şu sözlerinden anlıyoruz:

“CHP’nin miyadını doldurmasını kimse istemez. Çünkü tarihsel bir kimliği var, o kimliğin daha da güçlenmesi için herkes çaba göstermeli. Laikliği savunanlar için söylüyorum bunu, tabii bunu savunurken de büyük sorumluluk parti yöneticilerine düşüyor.”

Yani İzzettin Doğan, CHP’yi eleştiriyor ama bir türlü bağını da koparamıyor. Kopartmasını da beklemiyoruz çünkü Doğan’ın konumu buna izin vermez… Alevi kesimi de önemli ölçüde bunu bilir zaten…

Dolayısıyla Alevilerin Darbe karşıtı direnişi İzzettin Doğan ve onun çizgisi üzerinden gelişmez. Fakat Aleviler oy vermediği takdirde CHP’nin bara altına düşeceğini Doğan’dan kopararak düşündüğümüzde doğru… Peki, bu seçimlerde de Aleviler yine CHP’yi meclis dışında bırakırlar mı?

Alevilerin darbeye direnişi, iktidar ideolojisi olan Kemalizm’e bulaşarak Aleviliğin öz felsefesini de çarpıtan bir pozisyondan değil; Alevi türkülerinin, deyişlerinin içinde yoğruldukları mazlumdan yana zalime karşı, direnen, Pir Sultan Abdalların, Hacı Bektaş-ı Veliler’in,  Aşık Mahsuni Şeriflerin, Aşık Emrahların, “Ferman padişahın dağlar bizimdir” diyen Dadaloğlu’nun yoluna denk düşen bir pozisyondan geçiyor…

En önemlisi Hz. Ali’nin eşitlikçi felsefesiyle darbe destekçiliği yapmanın hiçbir alakası yok…

Bu noktada şunu söylemek lazım: Kemalizm, Alevilerin dini ve kültürel bakışlarını günümüz koşullarına ve en önemlisi politikaya yansıtmalarını engellemekle kalmıyor; iktidar ideolojisi olduğu için Aleviliğin temel duruşuna da zarar veriyor...

Böyle bakan Alevi dernekleri, temsilcileri yok mu? Var: Pir Sultan Abdal Kültür Derneği MYK üyesi Erdal Yıldırım, Kudali Kültür Derneği Başkanı Zülfü Akar, Özgür Demokratik Alevi Hareketi (ÖDAH) sözcüsü Ergin Doğru, Kürt Alevileri üzerine araştırmaları bulunan Caner Canerik, yazar Cafer Solgun ve sesi çıkmayan, hala kamusallaşmamış olan yüz binlerce Alevi…

İşte bu sesin, bu duruşun kamusallaşıp çoğalması da hem bu isimlerin Alevi kesimi ile kuracakları bağın güçlenmesiyle hem de AK Parti’nin ve sivil Sünni-dindar STK’ların, siyasetin tutumlarıyla ilgili…

Kritik nokta ilk adımın AK Parti’nin ve sivil Sünni-dindar STK’ların, siyasetin tutumudur. Çünkü ancak bu tutumlar gelişirse Alevilerin Kemalizm’le bağı gereksizleşir ve böylece Kemalist olmayan Alevilerin eli kuvvetlenir…

Çünkü açık ki Alevileri Cumhuriyet mitinglerine iten “şeriat” söylemidir.

Fakat bu noktada AK Parti’nin Alevi kanalı olan SU TV’yi almasına yönelik çabalar ya da Malatya’nın Akçadağ ilçesinde Alevilerin yaşadığı Kasımuşağı köyüne cami yapılacak olması, CHP ile olan bağı ve şüpheleri her şeye rağmen güçlendirici etkiye sahiptir.

AK Parti’li Alevi milletvekili İbrahim Yiğit, "AK Parti'nin alevi açılımı devam ediyor. Açılım için gerekli görüşmeler yapılıyor. Türban ve kapatma davaları yüzünden, 'askıya alınmış' gibi görünse de, en kısa zamanda yeniden gündeme gelecektir.” diyor…

Umarız bu adımlar atılır… Çünkü bu, hem Alevi kesimi için, hem Türkiye demokrasisi için ve bu ikisini de kapsayan şekilde darbe sürecinin engellenmesi için hayatidir…

***

Not: Bu dizi, Aleviler’e AK Parti’ye oy vermeyi salık vermiyor… Kimsenin buna hakkı yok. Sadece AK Parti’ye Alevi açılımının hem darbe süreci hem de Aleviler için ne kadar elzem olduğu hatırlatılırken, Alevilere de CHP’ye oy vermenin, Kemalist olmanın Alevilik olmadığı, Alevilere zarar verdiği söylenmeye çalışılıyor…

www.iyibilgi.com analiz İlhan Döğüş