Bush İran’ı 4 Kasım 2008 gecesi vuracak!

16 Haziran 2008 15:00 tsi
Orta Doğu Forum’u adlı, yobaz Hıristiyan’ların, yani, neo-con’ların önemli adamlarından Daniel Pipes, ‘Eğer Barack Obama Başkan seçilirse, en erken 4 Kasım en geç 20 Ocak 2009’da İran’ı yerle bir edecek..’ gibiler

Aziz Üstel / Star
 
Orta Doğu Forum’u adlı, yobaz Hıristiyan’ların, yani, neo-con’ların önemli adamlarından Daniel Pipes, ‘Eğer Barack Obama Başkan seçilirse, en erken 4 Kasım en geç 20 Ocak 2009’da İran’ı yerle bir edecek..’ gibilerinden bir ‘kehanette’ bulundu.

Pipes ABD’nin İran’ı yerle bir etmek için gerekli bütün hazırlıklarını bitirmesini, bunu kamuoyuyla paylaşmasını ve bütün dünyadan gelecek baskılara karşı da direnmesi gerektiğini savundu.

Pipes, eğer John McCain seçilirse, Bush’un bi şey yapmayacağını da belirtti. Bunun nedeni belli. Çünkü McCain, geçenlerde yaptığı bi konuşmada şöyle buyurmuştu:

‘Dünyada ABD’nin İran’a karşı askeri seçeneğe başvurmasından daha kötü sadece bi tek şey var...o da İran’ın nükleer silah sahibi olması...’

Şimdi bu hem yobaz hem de radikal sağcı ‘yeni muhafazakarlar’, geçenlerde Obama, Amerikan-İsrail Komitesi’nde İran’ı ağır bir dille eleştirip İsrail’in sırtını sıvazlayınca, Demokrat Parti Başkan Adayı’nın sağa kaydığını, şahinliğe soyunduğunu sanmıştı...ta ki dün ABD eski Dış İşleri Bakan Yardımcısı ve Obama’nın olası Dış İşleri Bakanı Susan Rice, ‘Barack Obama seçildiği takdirde, ön koşulsuz olarak Mahmud Ahmedinejad’la masaya oturacak ve iki ülke arasındaki sorunları enine boyuna konuşacak!’ dedi.

Bu laflara yanıt McCain’in dışişleri danışmanı Randy Scheunemann’den geldi:

‘Obama ne yaptığını, ne söylediğini bilmiyor.. Ahmedinejad’la önkoşulsuz, gündemsiz buluşmaktan söz ediyor... ama gel halkın önüne çıkıp tartışalım diyoruz, bir sürü şart şurt sürüyor önümüze!’

Limdi, bu laf düellosu, ABD Başkan’lık seçimlerinde İran konusunun sıkca gündeme geleceğini gösteriyor.

ABD’de bunlar oladursun, Javier Solana, İran Ulusal Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri ve İran’ın nükleer konulardaki baş müzakerecisi Said Celili’yle kapalı kapılar ardında uzun uzun görüştü. Bu görüşmeden hemen sonra, yarı resmi Fars Ajansına bir açıklama yapan ve bu görüşmede bulunan yüksek düzeyde İran’lı bir yetkili, Solana’nın, 5+1 ülke adına yaptığı önerilerin, nükleer soruna yönelik diplomasi yolunu açtığını söyledi..

Bugün Türkiye’de iktidar seçildiği günkü kadar güçlü olsa, devleti yönetmek yerine sürekli 10 bin metre engelli yarışında koşmak zorunda bırakılmasa, Tayyip Erdoğan’ı siyaset dışına atmak için onca kapalı kapı ardında toplantı düzenlenmese ve tabii Tayyip Bey’im de bu kadar acul olmayıp kimi konuları zamana yayabilseydi, Sayın Ahmet Davudoğlu’nun bu yörede bir gergef gibi işlediği diplomatik girişimler başarıya ulaşabilirdi... Ve bu gün Türkiye, İran’la masada oturmuş konuşuyor olurdu... Dış İşleri de geleneksel aşağılık duygusudan sıyırır kendine gelirdi!

Hep söylüyorum, dilimde tüy bitti, kalemimde mürekkep tükendi: Ahmet Davudoğlu’nun Stratejik Derinlik-Türkiye’nin Uluslararası Konumu adlı kitabını, ister muhalif ister yandaş olun, baş ucunuzdan eksik etmeyin... ve benim gibi elli yaşınızı devirmeyi beklemeyin Davudoğlu’nu keşfetmek için!!

Ben horoz muyum acaba?

Dünyanın her yerinde eşcinselleri, travestileri aşağılar dururuz. Onlara söver sayarız, elimize geçirdiğimizi de bi kaşık suda boğmaya çalışırız değil mi? Peki İngiltere’nin Preston yakınlarında hayatını gıt gıt gıdaklayarak sürdürürken birden bire üüüüü-üüürüüü-üüüü diye çığırtkanlığa soyunan travesti horozu n’apacaksınız?

Tavuk, diyelim ki, adı Ayşe, bi sabah gıdaklamaya çalışmış...olmamış. Sesi kalınlaşmış, yürüyüşü değişmiş, kırıtırken racon kesmeye başlamış, ibiği ve gerdanı büyüdükce büyümüş...ve Ayşe bi dakka da İbo oluvermiş!

Uzmanlara göre on binde bir görülen bu değişim, tavuğun hormonal dengesinden ya da dengesizliğinden kaynaklanıyormuş.

Bütün tavuk yetiştiricilerine duyurulur, tavuk milletinin hormonlarıyla oynayıp da bize piliç diye kart horoz kakalamayın!

Bu haber 551 defa okundu.