"Ağar, yabancı diplomatların ilgisini çekti"

"PKK'lılar dağdan insin ve siyasete girsin!" Susurluk skandalında ismi sık sık anılan eski Emniyetçi şimdinin siyasisi DYP lideri Mehmet Ağar'dan böyle bir teklif gelmesi elbette şaşırtıcı. Ancak Ağar'ın da söylediği gibi bir zamanlar "devlet için silah sıkan" Ağar, "emniyetçiydi." Fakat şimdi siyasetçi. Yani düşünürken atacağı adımın sosyal, siyasi ve ekonomik sonuçlarını düşünmek durumunda. Elbette yaklaşan seçimi de.

Bir siyasetçinin politikalarını tamamıyla popülist bir yaklaşımla temellendirdiği iddia edilemez. Ağar'ın önceki ve şimdiki yaklaşımı arasındaki büyük fark aslında önemli bir gerçeğin altını çiziyor: Kişi, hareket ederken içerisinde bulunduğu kurum ya da sektörün araçları ve imkanları dahilinde düşünüyor ve hareket ediyor.

Bu şu demek. Mehmet Ağar önceden Emniyet teşkilatı içerisinde yer alıyordu. Elbette İçişleri Bakanlığı da yapmıştı, ama bu onun "teşkilatın" yaklaşımından uzaklaştığı anlamına gelmez. Ağar'ın emniyetçilikten siyasete geçişi çok yenidir. DYP'nin liderliğini omuzladığı an Ağar bir siyasetçi olmuştur. Ağar o dönemde "emniyetçiydi." Ortada bir silahlı tehdit vardı ve onun acilen ortadan kaldırılması gerekiyordu. Ağar'ın araçları belliydi. Bir emniyetçi olarak, doğal olanı budur, silaha silahla yanıt verdi.

Şimdi Ağar siyasetçi ve siyasetin içerisinde terörle mücadelenin farklı araçlarını gördü. Emniyetçiyken yaptığı mücadelede Ağar'ın hedefi terör örgütünü silahla çökertmekken, artık siyasetin içinde silahın son çare olarak görüldüğü bir kulvar üzerinde. Dolayısıyla Ağar'ın söylemi bir çelişki değil, konum farkından kaynaklanan düşünce açılımı.

Elbette Ağar teklifinde haksız olabilir. Önerdiği çözüm sonuç getirmeyebilir. Baykal'ın vurguladığı gibi terör örgütü silah bırakmamakta ısrarcı olabilir. Burada vurgulanmak istenen  Ağar'ın haklı ya da haksız olduğu değil, sadece siyasetin getirdiği söylem değişikliğinin popülizm değil, konum farklılaşmasının getirdiği bakış açısı değişikliğidir.

Milliyet Gazetesi'nden Aslı Andıntaşbaş, Ağar'ın yabancı diplomatların ilgisini çektiğini belirtiyor. Bu Ağar'ın teklifine bakışımızı değiştirmemeli. Kabul edeceğimiz anlamına gelmese bile Ağar'ın sesine kulak vermeye ihtiyaç var. En azından Güler Kömürcü gibi kestirip atmanın kimseye bir faydası yok.