Solcular kurşun döktürür mü?

23 Haziran 2008 13:30 tsi
"Solda yenilenme", "Solda birleşme" muhabbetlerinin sonu gelmiyor. Ama ne yenileniyor, ne de birleşiyor. Birileri sola büyü yapmış galiba. Peki solcuların kurşun döktürmesi gerekmez mi? Solcu böyle şeylere inanmaz değil mi? İşte mesele de bu: Topluma

Türkiye’nin önemli meselelerinden biri de demokratikleşme ve sivilleşme süreçlerinde hükümeti itekleyecek özgürlükçü bir muhalefetin olmaması; olan muhalefetin de darbe sürecinde aktif rol almasıdır. ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras Milliyet’ten Devrim Sevimay’a verdiği röportajda AKP’ye karşı sol seçenek çabalarını anlatıyor. Öncelikle şu tespiti yapmak lazım:

AK Parti CHP’ye göre daha solda durduğundan CHP’ye değil de, “AK Parti’ye karşı sol seçenek” diye işe başlamak doğru bir nokta. Çünkü “CHP’ye alternatif sol” iddiasıyla başlatılan girişimler, “CHP’nin sol olduğu” gibi tuhaf bir varsayıma dayandıklarından CHP’ye benzeme riskleri daha fazla… 10 Aralık Hareketi’ni böyle değerlendirmek mümkün…

Fakat bu ilk adımın doğru atılması sonraki adımların da doğru atılmasını garantilemiyor… AK Parti’nin kapatılmasına karşı olan Uras’ın şu tespitine de katılıyorum:

“O yüzden bizim ne yapıp edip, demokrasiden, gerçek ve özgürlükçü bir laiklikten, sosyal politikalardan yana, yüzünü sola dönmüş bütün sosyal demokratları, Alevileri, şiddetle sorunun çözülemeyeceğini gören Kürt muhalefetini, solun bütün renkleriyle bir sol koalisyonda toplamamız lazım. Türkiye’nin tek çözüm yolu bu…”

Uras’ın ve partisinin AK Parti’ye karşı bir sol seçenek oluşturabilmesi için öncelikle AK Parti’den daha fazla toplumla bağ kurması, toplumsallaşması gerekiyor.

Toplumla bağ kurmak ise, öncelikle bu topraklarda sermayeden daha çok mağduriyet üretmiş olan devletle ve resmi ideolojisiyle var olan bağı kopartmaktan geçiyor. Çünkü Kemalizm ve toplum mühendisliği içinden topluma baktıkça ne toplumla konuşacak bir dil üretilebilir, ne de toplum anlaşılabilir. Sonra da Onur Öymen gibi “toplum bizi anlayamadı” demekten öteye gidilmez.

Bu nedenle yeni bir solun başarısı, “solcu oldukları için oy alacaklarını sanan” solcuların tekelinden ve bir kimlik olmaktan çıkmasından, kendi içinde çoklaşmasından, çoğullaşmasından/ farklı kimlikleri- toplumsal kesimleri içinde barındırmasından geçiyor.

Fakat bu da öncelikle bu toprakların işçilerinin dini olan İslam’la bağ kurup konuşmaktan, tanışmaktan, toplum-dünya ve kendisi üzerine yeniden düşünmekten bağımsız değil…

Bunları şunun için söylüyorum:

Anayasa Mahkemesi kararından sonraki açıklamasında mahkemeden çok AK Parti’yi hatalı bulan Uras’ın partisi ÖDP, 21 Haziran günü darbe karşıtı mitinge katılmazken, hala “ne şeriat ne darbe” kısır söylemini dillendirirken, Uras Cumhuriyet mitingleri sırasında mitinglerin baş aktörü Türkan Saylan’a sempatiyle övgüler düzerken -yani din mevzu bahis olduğunda-Kemalist damar güçleniyor…

Fakat "din içinden, din dışına çıkmadan sekülerleşme", dışa açılma/küreselleşme, çoğullaşma süreçlerini yaşayan bu toplum resmi ideoloji kırıntılarına bu zamanda yüz vermiyor...

Solun herşeyden önce şunu fark etmesi gerekiyor:

Bu ülkenin temel çelişkisi ne sadece sınıf çelişkisi, ne de kültür-kimlik-statü çatışması; bu ikisini de kapsayan devlet-toplum gerilimi…

Din de bu gerilim de bir çatışma ekseni. Eğer toplumsal alanın devletin alanına karşı genişletilmesi, toplumun devleti şekillendirmesi desteklenmiyorsa bu zamanda ve bu coğrafyada solcu olunamaz, oy toplanamaz…

AK Parti’ye karşı sol seçenek olmak için de, topluma bu oluşumun/parrtinin devlet-toplum geriliminde toplumun devlete karşı kullanacağı AK Parti’den daha güçlü/iyi bir enstrüman olduğu hissini vermesi lazım…

Velhasıl, solun hareket etmeden önce kendisi üzerine, yeni dünya ve toplum üzerine uzun uzun düşünmesi tartışması, yüzleşmesi gerekiyor… Yani dini ve dindarları küçümseyen, bilimselci/pozistivist, ilerlemeci modernist bakıştan kurtulması gerekiyor. Toplumla beraber yapılacak bir siyaset önce toplumu ve dilini anlamayı gerektirir. Toplumun dinlediği müziklere, kurşun döktürmesine, nazara inanmasına vs. tepeden baktığı sürece sol seçenek olamaz...

www.iyibilgi.com analiz İlhan Döğüş

Bu haber 523 defa okundu.