Taraf yalan söylüyor | " /> Taraf yalan söylüyor | "/>

En Sıcak Konular

Diyelim ki Taraf yalan söylüyor

24 Haziran 2008 11:02 tsi
Diyelim ki Taraf yalan söylüyor Diyelim ki Taraf'ın yayınladığı Lahika tamamen yalandı ama herkes yuttu. Böyle bir şey olsa bile, 'Andıç' rezaletinin yaşandığı ve cezasız kaldığı bir ülkede, insanları 'Lahika'nın gerçek olabileceğine inandıkları için suçlayabilir misiniz? Bekir Ber

Bekir Berat Özipek/Star

Şimdi taraf olma zamanı    
 
Türkiye bir türlü normalleşmeyi başaramadığı için de siyasi literatürümüz 'andıç' veya 'lahika' gibi yeni kavramlar 'kazanmaya' devam ediyor.

Taraf Gazetesi'nin yayımladığı 'Lahika-1' adlı 'Askeri Eylem Planı' haberinden söz ediyorum. Habere göre, Eylül 2007'de silahlı kuvvetler siyasete müdahale planı hazırlamış ve uygulamaya koymuş. Bu plan, yargının, kanaat önderlerinin ve medyanın 'yönlendirilmesini', bazı yazarların desteklenmesini, bazılarının 'yıpratılmasını', yeni anayasa paketinin engellenmesini, Irak'taki Kürt bölgesinin 'silahla rahatsız edilmesini' içeriyormuş.

Bu haber üzerine gözler Genelkurmay'a çevrildi. Bir hukuk devletinde, tarafsızlık esasına göre hareket etmek zorunda olan bürokratik bir kurumun, siyaseti yönlendirmek için asla böyle bir plan yapamayacağını, yetkilerini aşarak ve kötüye kullanarak siyasete bulaşması durumunda cezalandırılması gerektiğini bilen herkes, bu kurumdan açık bir yalanlama bekledi. Ancak bu vahim iddia karşısında Hükümet sessiz kaldığı gibi, Genelkurmay'dan yapılan açıklama, 'komuta katı tarafından onaylanmış böyle bir resmi evrak veya plan bulunmamaktadır' şeklindeydi. Bu açıklama Ertuğrul Özkök'ü bile tatmin etmedi. Buna bir de planda yazılı olanlarla son bir yıldaki siyasi gelişmeler arasındaki paralellikler eklenince tartışma daha da yoğunlaştı.

Böyle bir ortamda Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, konuyu aydınlatacak daha somut bir açıklama yapmak yerine, haberi yapan gazeteyi suçlayan bir açıklama yaptı. Hürriyet'e göre 'gazeteciler', 'son günlerde TSK'yı hedef alan yayınlar arttı. Neden böyle bir yoğunlaşma var?' diye sormuşlar, O da Taraf'a yüklenmiş ve 'O gazeteyi finanse eden kim, siz ona bakın' demiş.

O gazetecilerin 'TSK'yı hedef alan yayınlar'la ilgili 'tespit'i nasıl yaptıkları ayrı bir konu; Türkiye'de her zaman böyle 'objektif' soru soranlar bulunur. Ama Büyükanıt'ın yaklaşımı 'ayrı konu' diyemeyiz. Çünkü hiçbir demokratik bir ülkede, bir bürokrat, başında bulunduğu kurumda işlendiği öne sürülen suçla ilgili tatmin edici bir açıklama yapmak yerine, onu gündeme getiren gazetenin finansörüyle ilgili polemiğe giremez. Varsayalım ki Taraf 'kötü niyetli', varsayalım ki onu 'kötü çocuklar' finanse ediyor. Bu durumda dahi finansörünün kimliği, onun gündeme getirdiği soruyu geçersiz kılar mı?

Böyle bir belgenin mevcut olmadığını, sırf demokrat kamuoyunu zayıflatmak ve onların diğer iddiaları üstünde şüphe uyandırmak için üretildiğini ve Taraf'ın da bunu gerçek sanmasının sağlandığını düşünelim. Böyle bir durumda dahi, 'Andıç' rezaletinin yaşandığı ve cezasız kaldığı bir ülkede, insanları 'Lahika'nın gerçek olabileceğine inandıkları için suçlayabilir misiniz?

Neydi Andıç? Yargılanan PKK üyelerinin itirafları arasına bazı demokrat kalemlerin de isimleri ve onların örgütten para aldıklarına ilişkin yalanlar eklenmiş, bunlar basına 'servis' yapılmış, haksız yere kararlanan bazı kişiler gazetelerinden atılmış, İnsan Hakları Derneği Başkanı Akın Birdal suikasta uğramış, sonra da Silahlı Kuvvetler bunun bir 'çalışma belgesi' olduğunu kabul etmişti.

Şimdi bütün bunlar yaşanmışken, birileri bugün de bir manipülasyondan söz edince 'ucuz propaganda' veya 'orduyu yıpratmak istiyorlar' diye suçlamak adil mi? Genelkurmay Başkanı bu konudaki tartışmaları bitirmek istiyorsa yapacağı bellidir: Komuta katında onaylansın veya onaylanmasın, silahlı kuvvetler içinde böyle bir plan üretilmiş midir, üretilmemiş midir? Bu soruya açıklık getirmelidir.

Ama bu da yetmez.

Geçmişte varlığı kabul edilen 'Andıç' ile ilgili olarak bugüne kadar ne yapıldığı, bu suçu işleyenlerin adalet önüne çıkarılıp çıkarılmadığı sorularına da açıklık getirmelidir.

Taraf, basın özgürlüğünden kaynaklanan haklarını kullanarak bu vahim iddiayı gündeme taşımış ve 'ordu düşmanlığı' ile suçlanma ve 'yıpratılma' pahasına herkesi gerçeğin açığa çıkarılması için tutum almaya zorlamıştır. Artık kimsenin tarafsız kalma şansı yoktur. Şimdi hukuk, adalet ve demokrasi ilkeleri önünde taraf olma zamanı.  



Bu haber 746 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,389 µs