En Sıcak Konular

Etbank davasında yeni tanık

24 Haziran 2008 20:05 tsi
Etibank'ın zarara uğratılmasına ilişkin bankanın eski sahibi Dinç Bilgin ile oğlu Şevket Önay Bilgin'in de aralarında bulunduğu davada, eski Hazine Müsteşarı Yener Dinçmen ''tanık'' sıfatıyla dinlendi.

İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklardan Şevket Önay Bilgin, İsmail Hakkı Karakaya, Ferhat Yengilioğlu, Murat Yüksel, Hakkı Cengiz Kırgül, Şükrü Karahasanoğlu, Zeki Ünal ve Cahit Demir katıldı. Dinç Bilgin'in de aralarında yer aldığı diğer tutuksuz sanıklar ise duruşmaya gelmedi.

Duruşmada tanık olarak dinlenen Yener Dinçmen, Etibank'ın özelleştirilmesi sırasında Başbakanlık Hazine Müsteşarı olarak görev yaptığını belirterek, bankaya, Çağlar Grubu ile bir başka grubun talip olduğunu söyledi.

Dinçmen, Özelleştirme İdaresinin, ihaleye girmek isteyen gruplarla ilgili Hazine Müsteşarlığından görüş istediğini kaydederek, bu konuda gerekli cevabın verildiğini bildirdi.

Çağlar Grubuna ait olan İnterbank'ın mali durumunun iyi olmadığını ve bunun düzeltilmesi gerektiğini bildirdiklerini anlatan Dinçmen, daha sonra Çağlar Grubu ile Dinç Bilgin Medya Grubunun, ''Medya İpek Grubu'' adı altında bankayı satın almak için girişimde bulunduğunu ifade etti.

Dinçmen, bunun üzerine Özelleştirme İdaresine yazdıkları 12 Ocak 1998 tarihli yazıyla bu konuda alınması gereken önlemleri belirterek, bu önlemlerin alınması halinde bankanın satışının sorun olmayacağını bildirdiklerini anlattı.

Medya İpek Grubundan gerekli taahhütlerin alındığını belirten Dinçmen, 4 Mayıs 1999'da görevden ayrıldığını ve bundan sonraki gelişmelerden haberdar olmadığını söyledi.

Dinç ve Şevket Önay Bilgin'in avukatı Asım İplikçioğlu'nun isteği üzerine, İnterbank ve Etibank'ın 3182 sayılı Bankalar Kanununun 64. maddesi kapsamında takibe alındığı tarih sorulan Dinçmen, 12 Ocak 1998 tarihli yazıda belirtildiği gibi, İnterbank'ın 20 Haziran 1994, Etibank'ın da 7 Şubat 1995'te 64. madde kapsamına alındığını kaydetti.

Bu durumdan, bankayı satın almak isteyenlerin nasıl bilgi sahibi olabileceği sorulan Dinçmen, 12 Ocak 1998 tarihli yazının ''gizli yazı'' olduğunu, ayrıca bankanın itibarı açısından 64. madde kapsamında bulunduğunun da her yerde açıklanamayacağını belirterek, şunları söyledi:

''Bankaların satışını Özelleştirme İdaresi yapmaktaydı. Bu bilginin Özelleştirme İdaresine ulaşıp ulaşmadığını bilmiyorum. Ancak bankayı satın alan kişinin, bankanın mali bilançosunu mutlaka incelemesi gerekir. İncelemeden satın alınması mümkün değildir. Bilanço incelendiğinde mali yetersizlik zaten ortaya çıkar.''

Dinçmen, teamüllere göre, bankanın 64. madde kapsamında bulunduğunun, bankanın yönetim kuruluna bildirildiğini ve kayıtlara geçirildiğini söyledi.

Söz alan avukat İplikçioğlu, Etibank'ın 64. madde kapsamında bulunduğunun yönetim kuruluna ilk defa 2 Mart 1999 tarihinde bildirildiğini savunarak, bu durumun bankaya bildirilmesi için neden yaklaşık 4 yıl beklendiğini sordu.

Olay tarihinin üzerinden 11 yıl geçtiğini belirten Dinçmen, ''Bir banka 64. madde kapsamına alındığında en kısa sürede yönetim kuruluna bildirilmesi gerekir. Ancak Etibank'ın 64. madde kapsamına alındıktan 4 yıl sonra yönetim kuruluna bildirimde bulunulduğu konusunda bilgi sahibi değilim'' dedi.

Mahkeme heyeti, Etibank'ın Merkez, Levent, Nişantaşı ve Şişli şubelerinde 59 sanal hesap açılıp, 1998 ile 2000 yılları arasında bu hesaplarda oluşturulan parayla teşvik primi adı altında usulsüz ödemeler yapıldığı iddiasına ilişkin bilirkişi raporu alınmasını kararlaştırdı.

Sanıkların her birinin, zararın ne kadarından sorumlu olduklarının da belirlenmesine karar veren mahkeme heyeti, incelemenin, Marmara Üniversitesi Muhasebe ve Hukuk İlişkileri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hanifi Ayboğa, İstanbul Üniversitesi Ceza ve Usul Hukuku Araştırma Görevlisi Selman Dursun ve emekli banka müdürü yeminli mali müşavir Mevlüt Şengör'den oluşan bilirkişi heyeti tarafından yapılmasını hükme bağladı.

Duruşma, eksikliklerin giderilmesi amacıyla ertelendi.

-DAVANIN GEÇMİŞİ-

İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi, 22 Temmuz 2005 tarihli kararında, bankanın zarara uğratılmasına ilişkin Dinç Bilgin'i ''zimmet'' suçundan 14 yıl hapis ve 499 milyon 977 bin YTL para, Şevket Önay Bilgin'i 9 yıl 4 ay hapis, Şükrü Karahasanoğlu ile Zeki Ünal'ı 9 yıl 26'şar gün hapis, Mustafa Dinçer ile İsmail Hakkı Karakaya'yı da 7 yıl 9 ay 10'ar gün hapis cezasına çarptırmıştı.

''Nitelikli dolandırıcılık'' suçundan Cavit Çağlar'ın 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldığı kararda, Mustafa Çağlar'a 1 yıl 6 ay 22 gün, Hakkı Cengiz Kırgül'e de ''özel belgede sahtecilik'' suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası verilmiş, ancak bu cezalar ertelenmişti.

Mahkeme heyeti, Dinç Bilgin, Cavit Çağlar, Mehmet Nail Keçili, Şevket Önay Bilgin, Mustafa Çağlar, Türker İnanoğlu ve Nevzat Ak'ın da aralarında bulunduğu 23 sanığın, ''cürüm işlemek amacıyla teşekkül oluşturmak, bu teşekküle üye olmak ve teşekkül üyelerine yardım etmek'' suçlarına ilişkin beraatına karar vermişti.

Yargıtay 7. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını usul eksikliğinden bozmuş, ayrıca karardan sonra yürürlüğe giren Bankacılık Yasasında lehe hükümler olup olmadığının incelenmesini istemişti.

Yargıtayın bozma kararı üzerine davanın yeniden görülmesine başlanmış, Bilgin ailesi avukatları aracılığıyla reddi hakim talebinde bulunmuş, mahkeme bu talebi reddetmişti.

Avukat Asım İplikçioğlu'nun bu konudaki itirazını görüşen İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi, reddi hakim talebini kabul etmişti.

Bunun üzerine İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi de Dinç Bilgin ve Şevket Önay Bilgin hakkındaki bu kararı kabul ederek dosyalarını ayırmıştı. Bu sanıkların yargılanmalarına İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edilmişti.

Diğer sanıklar açısından yargılamayı sürdüren mahkeme heyeti, 15 Kasım 2006 tarihli duruşmada, Cavit Çağlar'ı ''nitelikli dolandırıcılık'' suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapis ve 20 bin 830 YTL adli para cezasına mahkum etmişti.

Mustafa Çağlar'ı da aynı suçlamaya ilişkin olarak 1 yıl 6 ay 22 gün hapis ve 15 bin 620 YTL adli para cezasına çarptıran mahkeme heyeti, Çağlar'ın bu cezasının ertelenmesine hükmetmişti.

Bankanın 4 yöneticisini de 11 yıl 8 ay ile 7 yıl 9 ay arasında hapis cezasına çarptıran mahkeme heyeti, diğer sanıklar açısından beraat ve ortadan kaldırma kararları vermişti.

-2. BOZMA-

Bu kararı inceleyen Yargıtay 7. Ceza Dairesi, Cavit Çağlar ve oğlu Mustafa Çağlar hakkındaki davayı zaman aşımı süresi dolduğundan ortadan kaldırmıştı.

Dinç Bilgin ve oğlu Şevket Önay Bilgin'in hukuki durumlarının ve suç vasfının ihtisas mahkemesi olan İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinde birlikte yapılacak yargılamada değerlendirilmesi gerektiğine dikkati çeken yüksek mahkeme, diğer sanıklar hakkındaki kararı da çeşitli nedenlerle bozmuştu.

Davanın yeniden görülmesine başlanmasının ardından Dinç Bilgin ve Şevket Önay Bilgin'in ayrılan dosyaları yeniden ana dava ile birleştirilmişti.

haber7



Bu haber 648 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,522 µs