Rencide edici bir üslup | " /> Rencide edici bir üslup | "/>

En Sıcak Konular

Rencide edici bir üslup

27 Haziran 2008 15:43 tsi
Rencide edici bir üslup 'Diyanet Kurumu’nun, sınırlarını aşması ve din denen kurumun ibadet ve ahlaktan ibaret olmadığını göstermesi memnuniyet verici bir gelişmedir. Ancak sevincimizi kursağımızda bırakan ince bir nokta var ki o da şudur..' Usul-ü fıkıh profesörü Salim

Sayın Diyanet İşleri Başkanı, “Diyanet İşleri Başkanlığı’nı, Cumhuriyetimizin temel ilkeleri olan laiklik ve çağdaşlıkla bir arada yaşatmanın yollarını arıyoruz. Bu, din için de son derece önemlidir.” demiş. Ve Sayın Zülfü Livaneli de, “Ne kadar sağduyulu ve insanın içine ferahlık veren sözler değil mi? Eminim ki bu ülkede, milyonlarca insan Bardakoğlu gibi düşünmekte ve bu sözlere hak vermektedir.” diyerek takdirlerini ve teşekkürlerini dile getirmiş.

Öncelikle belirteyim ki, bugüne kadar sadece ibadet ve ahlak konularında konuşmasına izin verilen Diyanet Kurumu’nun, sınırlarını aşması ve din denen kurumun ibadet ve ahlaktan ibaret olmadığını göstermesi memnuniyet verici bir gelişmedir. Ancak sevincimizi kursağımızda koyan ince bir nokta var ki o da şudur:

Şayet din namına açıklama yaparken, dini değerleri ve dini hükümleri çağdaş ve seküler değerlere uyumlu hale getirmek gibi bir gaye güdüyorsanız, önünüz açık ve sesiniz gür oluyor. Çünkü sizi takdir eden ve sırtınızı sıvazlayan cihetler, “tehdidini ikâa kâdir” cihetler oluyorlar. Yani sözünü geçirme gücüne sahip çevreler oluyorlar.

Önemli olan da bu değil mi zaten. Onların dışında kalanların tenkidinin de takdirinin de ne önemi var ki? Yazar yazar geçerler veya konuşur konuşur susarlar.
Tıpkı Irak’a saldıran Bush’a bazı dostlarının “Fransa sizin bu saldırınıza karşı çıkıyor” demesi, Bush’un da: “Bırakın karşı çıksınlar. Le Monde’da bir makale yazmaktan başka ne yapabilirler ki” diye karşılık vermesi gibi.

Evet, adaletin değil, gücün hâkim olduğu ve güçlünün de elindeki gücü “kötülük yapabilme ruhsatı”  olarak gördüğü bir dünyada gidişatın böyle seyretmesine şaşmamalı.

Aynı sebepten ve aynı anlayıştan dolayı, günümüz ilahiyatçılarının bir kısmı dinin siyasete alet edilmesini şiddetle eleştirirken, Ahmet Hamdi Akseki’nin “İslam’a göre devlet halkçı ve demokratiktir.” Cümlesini büyük bir heyecanla kitaplarına veya makalelerine almakta ve üzerine aynı düzlemde cesur yorumlar döşenmekte hiçbir mahzur görmemektedirler.

Ya da Fazlurrahman’ın “Demokrasi Kur’an’ın gereklerine ortaçağ yönetim biçimi olan hilafet ve saltanattan çok daha iyi hizmet eder.” Cümlesinde herhangi bir siyasi koku almamaktadırlar.
Doğrusu bu yazıda beni rahatsız eden nokta, Sayın Başkan’ın açıklamaları değildir. O kurumun başında görev yapmak zorunda kalan herkes bu tür açıklamalar yapmak zorunda kalabilir.
Beni rahatsız eden husus, Sayın Livaneli’nin yaklaşımı olmuştur.

Çünkü Livaneli ve O’nun gibi düşünenler, sürekli olarak “Diyanet İşleri Başkanlığı’nı, Cumhuriyetimizin temel ilkeleri olan laiklik ve çağdaşlıkla bir arada yaşatmanın yollarını arıyoruz. Bu, din için de son derece önemlidir.” Denilmesini arzu etmekte, dolayısıyla bir arada yaşayabilmemizin imkânını, sadece ve sadece din kurumunun sekülerleşmesinde görmektedirler.

Bu yüzden de hiçbir zaman “laik ve çağdaş dünyanın da, dindar insanların duygularını ve ihtiyaçlarını hesaba katmaları gerekir; bu çağdaşlık ve laiklik için de önemlidir.” Diye düşünmemekte ve yazmamaktadırlar.

Diğer taraftan yazısına başlık olarak koyacak kadar önemsediği “Din iyiye de kullanılabilir kötüye de.” İfadesinin, sadece din için değil, toplum nezdinde itibarı olan bütün sistemler için geçerli olduğunu da görmezden gelmektedir ki, bu da takdir edilecek bir yaklaşım değildir.
Evet, bütün sistemler, en başta hukuk ve demokrasi olmak üzere bütün dünya görüşleri de aynen din gibi iyiye de kullanabilirler kötüye de.

Dolayısıyla dindar bir insan veya bir çevre, dinden kaynaklanan enerjiyi iyiye kullanmak için ne kadar gayret göstermek zorunda ise, kendilerini laik, çağdaş, uygar, ilerici, aydın demokrat vb. niteliklerle niteleyen kimseler veya çevreler de, ait oldukları düşünce siteminden elde ettikleri enerjiyi iyiye kullanmak için aynı derecede gayret göstermek zorundadırlar. Dürüst, adil ve ahlaklı bir değerlendirme ancak bu suretle mümkün olabilir.

Sayın Bardakoğlu’nun yaklaşımı ile ilgili olarak da yalnızca şu hususların tavzihini merak ettiğimi belirtmek istiyorum. Açıklamada geçen: “laiklik, çağdaşlık, din görevlilerinin aydınlık fikirlere sahip olması, İslam’ın aydınlık yüzü” gibi ifadelerle acaba ne kastedilmek istenmiştir.

Malum olduğu üzere bu ülkede herkesin laikliği ve çağdaşlığı kendinedir.
Ayrıca “Aydın fikir” genel geçer tanımıyla “vahyi reddeden fikir” olarak bilinmektedir.
“İslam’ın aydınlık yüzü” tanımı ise, O’nun bir de “karanlık yüzü” nün bulunduğu düşüncesinin uyanmasına sebep olabilir ki, hiç kimse böyle bir durumu arzu etmez.

Sayın Livaneli emin olsun ki, dindar insanlar, uzun zamandır maruz kaldıkları kanırtma ve aşağılanma politikalarından kurtulabilirlerse yine Mescid-i Aksa, Elhamra, Süleymaniye, Nat, Mevlit gibi estetik şaheserler yaratmaya devam edeceklerdir.

www.iyibilgi.com analiz Salim Öğüt



Bu haber 1,118 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,177 µs