’niye’ bize geldi? | " /> ’niye’ bize geldi? | "/>

En Sıcak Konular

Malezyalı Enver ’niye’ bize geldi?

30 Haziran 2008 12:55 tsi
Malezyalı Enver ’niye’ bize geldi? Malezya’nın muhalefet lideri bize sığındı. Peki neden? Bu muammanın çözümü biraz karışık. Ama ‘zamanlama’ önemli. ‘Ortak noktalar’ anımsandığında, Başbakan'ın tam da bu ülkeye gitmek üzere olduğu bilindiğinde, ‘aramız

Enver İbrahim’in ve Malezya’nın öyküsünü tam anlamak için 2008 yılının Mart ayına kadar gitmek gerekiyor.

8 Mart 2008 Cumartesi günü Malezya’e erken seçim yapıldı. İktidarda olan koalisyon ülkede son 40 yılın en ağır siyasi yenilgisine uğradı. Tabii en ağır deyince hükümet düşü sanılmamalı.

İktidar ayakta kaldı ama daha çok ‘tek ayaklı’ olarak. Hükümetteki ulusal cephe, ülkenin 5 büyük eyaletini de (İçlerinde Başkent Kuala Lumpur’un bulunduğu Selangon da dahil.) muhalefete kaptırdı. Derin yaralar bununla da kalmadı. İktidarın üç bakanı seçilemedi.

Buraya önemli bir parantez açalım; İktidardaki “Ulusal Cephe” yi oluşturan iki parti özellikle bilinmeli. Bunlardan birisi “Hint Partisi” (ülkenin yüzde11’i Hint kökenli) diğeri ise ülkede Çin etnik grubunu (ülkenin yüzde 27’si Çin kökenli) temsil eden parti. Bunların ikisinin lideri de parlamentoya giremedi!

(Bu notu şunun için yazıyoruz; Garip bir biçimde Çin ve Hindistan bize sığınan Enver İbrahim’i destekleyen açıklamalar yapıyorlar(dı). Bu Malezya ve Türkiye ilişkisi üzerine düşünülmesi gereken bir anektod!)

Hükümetteki Başbakan Ahmed Badawi'nin partisi Barisan Nasional %52.2 oy alarak sandalyelerin 62.61'ini aldı. Muhalefet ise %47.8 oy alarak sandalyelerin %36.93'ünü elde etti. Böylece Malezya parlementosundaki toplam 222 sandalyenin 140 tanesi iktidar tarafından 82 tanesi muhalafet tarafından paylaşıldı.

Seçimler bazı “yarı-magazinel” olaylara da sahne oldu ve bunların “gerginliğe” bir katkısının olduğu da söylenebilir. Örneğin Enver İbrahim’in hem eşi hem kızı seçildi. İktidarın güçlü bakanlarından Shahrizat, Enver İbrahim'in kızı tarafından koltuğundan edildi.

Dediğimiz gibi bu bir erken seçimdi ve Başbakan Abdullah Ahmet Bedevi seçimleri iki ay öncesine almıştı. Sebebi; Enver İbrahim’in yasağının Nisan ayında bitmesi olarak görülmüştü.

Sonuç olarak bu seçimin galibi Enver İbrahim oldu ve Başbakanlığa yürüyen yolun açıldığı izlenimi doğdu. Kısaca günümüze kadar Malezya’nın iç siyasetinde birşeyler olacağı belliydi.

Erdoğan’la ‘yakın bağ’ ne demek?

Enver İbrahim’in Türk elçiliğine sığınmasından sonra gelen en hızlı bilgilerden biri, Başbakan Erdoğan’la arasının iyi olduğu, hatta “yakın bağ”dı. Bu bilgi, sadece Malezya’daki bazı siyasiler tarafından değil, uluslararası ajanslar tarafından bile geçildi.

Örneğin İbrahim’in partisi, “Halkın Adalet Partisi” yöneticilerinden Bedrül Hişam Şaharin, "Birçok büyükelçilik kendisini misafir etmeyi teklif etti, ancak Enver, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yakın bağından dolayı Türkiye büyükelçiliğini tercih etti" dedi. AP ajansı da Erdoğan ile Enver arasındaki yakın dostluğa dikkat çekti.

Tabi bu ne anlama geliyor biraz bakmak lazım. Enver İbrahim ile Tayyip Erdoğan'ın “kaderleri”nde bir benzerlik-azıcık zorlama da olsa- sezilebilir. Erdoğan, 28 Şubat sürecinde hapse girmişti. Enver İbrahim ise çok daha kötü bir suçlama ile-fiili livata-karşı karşıya kaldı.

Yüksek Mahkeme suçlamayı düşürdü ve Enver İbrahim hapisten çıktı. Suçlamanın ciddiyetsiz ve asılsızlığını dönemin başbakanı Mahatir Muhammed'in de kabul ettiği söyleniyor.

Enver İbrahim seçimlerde, bizde başbakan Tayyip Erdoğan'ın Siirt'ten seçilmesi gibi bir adayın istifasıyla milletvekili seçileceği söyleniyordu. İşte benzerlikler bunlar. “Yakın bağ” ise çok daha açılmaya muhtaç.

Çünkü şöyle bir sorunun yanıtı ne olabilir; Başbakan Erdoğan’ın Malezya muhalefet lideri ile arası iyiydi de Malezya Başbakanı ile kötü müydü? Bu sorunun yanıtı hayır. Çünkü devlet işlerinde/ilişkilerinde bu tür duygusal tanımlar pek bulunmuyor.

Davet ettik mi? Et(t)ik!

Enver İbrahim ve politika arkadaşları Türk büyükelçilğine sığınmanın “davet” üzerine olduğunu açıkça söylüyorlar. Hatta bizzat Büyükelçi Barlas Özener’in davetiyle olduğunu da ekliyorlar.

Ankara ise davet edildiği iddialarını doğrulamıyor. Gariplik şurada, İbrahim’in sığınması olayından Türkiye’nin (büyükelçiliğin) haberinin olmadığı düşünülemez. Büyükelçiliğin “ne yapalım” diye Ankara’ya danışmadığı da söylenemez.

Ve bu önerme doğruysa Ankara “davet etti” ya da “kabul etti” demekte mahsur yok. Fakat Türk Dışişleri “davet yok” dedikçe buna inanmak zorundayız. Fakat burada yine sırrı çözecek bir bilgiyi verelim. İbrahim Türkiye’den siyasi “sığınma hakkı istemiş” değil!

Bu bambaşka bir diplomatik süreç yaratırdı. Söylediği, “Suikast tehditleri var. Can güvenliğim için Türkiye Büyükelçiliği’ne sığındım". Bu da bambaşka bir süreç.

Çünkü Ankara bu durumda, “siyasi sığınma hakkı vererek” Malezya hükümetini, “vermeyerek” gelecekteki iktidarı üzmek probleminden kurtuluyor. Nihayetinde, “Türkiye can derdindeki birini kim olursa olsun kapısından çevrimez” diyerek işin içinden çıkabilir.

Gelelim daha kritik meseleye…

Zamanlama önemli demiştik. Başbakan Tayyip Erdoğan 6-8 Temmuz’da, Necmettin Erbakan’ın başbakanlığı döneminde kurulan D-8’in toplantısına katılmak için Kuala Lumpur’a gidecek.

Gider gitmez de önündeki en büyük konu bu olacak. Bu durumun Türkiye ile Malezya arasında soğukluk yaratma ihtimalinden şüphe duyan yok gibi. İşte bu nedenle, İbrahim neden Türkiye’ye sığındı sorusu soruluyor.

"Neden" arayışlarının önemli bir ayağı da, aslında iki ülke arasında (ve Endonezya gibi benzer ülkelerle beraber) kurulmayı çalışılan bir tür benzerlik! Bu benzerlik her iki toplumun temel benzerliklerinden kaynaklanıyor.

Örneğin hakim dinin İslam olması, medeniyetler çatışması diye adlandırılan ama aslında besbelli bir küresel paylaşım olan sürecin aktif taşlarından oluşan benzerlikler, yine iki ülkenin pratik politika süreçleri çakıştığında daha da ilginç hale geliyor.

Şimdi durumu netleyelim; Teori 1: Türkiye gayr-ı resmi olarak da olsa İbrahim’in sığınmasına izin verdi. Teori-2: Bu durum “bilinçli” ise bir beklenti olmalı. Teori-3: Bu beklenti İbrahim’in kısa vadede iktidara gelebileceği olabilir. Teori-4: Türkiye’nin Malezya’dan istediği bir şey olabilir! Teori-5: Ankara ile Kuala Lumpur’un arasının bozulması için ‘küresel’ bir hamle olabilir! Teori-6: Öyle ise, “Malezya iktidarı kime yakın kime uzak diye” sormak gerekiyor. Teori-7: ABD, Çin, Hindistan, hatta medeniyetler çatışması denkleminde bu hamlenin anlamı ne?

Son Dakika: Haberimiz yayına hazırlanırken olayla ilgili gelen son bilgiler şunlar oldu: "Malezya Dışişleri Bakanı Reis Yetim, Türkiye'nin Kuala Lumpur Büyükelçisi Barlas Özener'i bugün Dışişleri Bakanlığına çağırdı, Enver İbrahim'in sığındığı Türk büyükelçiliğinden çıkmasını istedi. Yetim, olayı Malezya'nın içişlerine müdahale olarak niteledi." Bu son durum hamlenin "bize karşı" yapıldığı manasına geliyor gibi. 



Bu haber 1,589 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,834 µs