mayın tarlası | " /> mayın tarlası | "/>

En Sıcak Konular

İstikrarın mayın tarlası

31 Temmuz 2008 12:25 tsi
İstikrarın  mayın tarlası Hadi itiraf edelim: Türkiye Anayasa Mahkemesi’nin aldığı ‘kapatmama’ kararının ardından yeni bir yola giriyor. Bu yol istikrara uzanıyor. Ancak Türkiye’nin adım attığı patika ‘sinsice’ döşenmiş mayınlarla dolu. İyibilgi

Anayasa Mahkemesi’nin dün açıkladığı AK Parti’nin kapatılmaması kararı iş dünyası, siyaset çevreleri ve basında olumlu karşılandı. Bugün okudunuz… Türk basınının önemli kalemleri kararı ‘dengeli’ buluyor. Kararla birlikte Türkiye’nin önünün açıldığı konusunda çoğunluk hem fikir.

Peki, bu karar ne anlama geliyor? Bir yıl önce aldığı %47 oyla Türkiye’deki kırılgan istikrarı sürdüreceği umudu yaratan ancak geçen sürede birçok kez tökezleyen AK Parti yönetimi bir yılda gerçekleşmeyen normalleşmeyi Türkiye’ye hediye edecek mi? Bu önemli ve üzerinde durulması gereken bir soru.

Türkiye bu kararla şüphesiz önemli bir badireyi atlattı. Ancak ‘kapatmama’ kararı sorunların tümünü çözüyor mu? Her şey düzeldi mi? Cevap elbette hayır. Asıl mesele şimdi başlıyor. Bu noktadan sonra atılacak adımlar Türkiye’nin yönünü belirleyecek: İstikrar ve gelişme mi yoksa ülkeye enerji kaybettiren yeniden ve yeniden kör düğüş mü?

Ne yazık ki Türkiye’nin girdiği ‘istikrar’ yolu mayınlı bir arazi. Türkiye’nin iyiliğini isteyen herkesin, tüm kurumların ve aktörlerin mayına basmadan yürümesi ve ülkeyi sağ salim ‘istikrar limanına’ yanaştırması gerekiyor.

Siyaseti normalleştirin

Dün yapılan açıklamalar siyasetçilerin makule gelmesi noktasında önemli ipuçlarıyla dolu. MHP lideri Devlet Bahçeli’den, DTP lideri Ahmet Türk’e, DSP lideri Zeki Sezer’den Erkan Mumcu ve Süleyman Soylu’ya… Türk siyasetçilerin demokrasinin kendi mecrasında işlemesi, siyasetin mecliste yapılması yönündeki kararlı tutumları alkışlanmalı. AK Parti’nin Türk siyasetinin diğer aktörlerinin gösterdiği bu kararlı tutuma aynı şekilde yanıt verdiğini de Başbakan’ın sözlerinde görüyoruz. Erdoğan 22 Temmuz konuşmasını hatırlatan bir konuşma yaptı dün gece. Karşılıklı yapılan olumlu açıklamalar siyasetçilerin siyasete sahip çıktığının önemli bir göstergesi.

Ancak siyaset bu şekilde devam edecek mi? Bu önemli bir soru ve istikrar yoluna döşenmiş mayınlardan birisi işte burada duruyor. Nitekim siyasetçilerin artık ‘kriz’ vurgusunu bir kenara bırakması gerekiyor. CHP lideri Baykal’ın karar açıklandıktan sonra ‘Mahkeme krizi çözmemiştir’ şeklindeki açıklaması, bir siyasetçiden beklenebilecek bir açıklama mı soru işareti. Çünkü bir liderin siyasi bir krizin çözümünü mahkemeden beklemesi modern dünyada anlaşılabilir değil. Öte yandan siyasetin normalleşmesi gibi ağır bir yükü elbette Baykal’ın omuzlarına yüklemek de haksızlık. AK Parti’nin de bundan sonraki süreçte kullanacağı dile özen göstermesi gerekiyor.

Kurumlar arası mutabakat güçlensin

Gelinen süreçte hükümet-ordu-yargı arasında önemli bir uzlaşmanın olduğu gözden kaçmamalı. Başbakan Erdoğan’ın sözkonusu Türk Silahlı Kuvvetleri olunca ‘koruyucu’ açıklamalar yaptığına daha önce pek çok kez şahit olduk. TSK’nın da Ergenekon operasyonundan kapatma davasına ortaya koymuş olduğu yapıcı tutum ortada. Kurumlar bundan sonraki hassas süreçte birbirlerine ve Türkiye’ye karşı gösterdikleri özeni sürdürmeli. Çünkü istikrar yolunda temel dinamik kurumlar arasında sürdürülebilir mutabakata bağlı.

Basın bu sürecin neresinde?

Türkiye’nin istikrara ulaşması için Türk basınına önemli bir görev düştüğünü söylemeye gerek yok. Kapatma davası sonrasında ortaya konan tutum oldukça önemli. İki hafta önce iyibilgi’nin dikkat çektiği ‘uzlaşma’ bozulmadan devam etmeli. Analizimizde vurguladığımız ‘tarafların’ bu tutumunu şimdilik sürdürdüğü söylenebilir. En azından ‘basın uzlaşmasının’ Zaman ve Hürriyet tarafları bugünkü sayfalarında ‘mutabakatlarına’ özen gösteren yazı ve manşetlerle çıkmışlar. Ancak eğer ‘asıl mesele’ şimdi başlıyorsa, bundan sonra basının kullanacağı dil oldukça önem kazanıyor. ‘Yenilmişlik’ ya da ‘galibiyet’ duygusuna kapılmadan ‘Kaos’a davet eden, normalleşmeyi kirleten  vurgulardan kaçınmak herkesin görevi.

Yeni ‘stratejiyi’ bir kenara bırakın

Açıkçası istikrar konusunda önemli bir görev de Türkiye’deki iktidarı ‘kendi isteklerine’ göre şekillendirmeye çalışan kesimlere düşüyor. Dün kapatma davası sonrasında eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun ‘AK Parti ders almazsa Türkiye daha kötü yerlere gider’ şeklinde yaptığı açıklama açıkça söyleyelim ‘can sıkıcı.’ Kanadoğlu’nun 367 tartışmalarına ‘fikir babalığı’ yaptığı bilinen bir gerçek. Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında alınan 367 kararının artık ‘hukuksuz’ bir karar olarak tanımlandığı da… AK Parti’ye yön vermek isteyenlerin muhalefetlerini daha demokratik bir üslupla yerine getirmeleri Türkiye’nin istikrarı açısından oldukça önemli. Çünkü Türkiye’nin açıkçası demokrasi dışı yeni tartışmaları kaldıracak enerjisi kalmadı.

Asıl görev AK Parti’nin

Türkiye’nin önündeki mayınların temizlenmesinde şüphesiz asıl görev AK Parti’ye düşüyor. Yukarıda vurguladığımız gibi kullanacağı dil de atacağı adımlar da AK Parti’nin bundan sonra Türkiye’yi nereye götüreceğinin belirleyicisi olacak. AK Parti’nin 2002 yılından 2005’e kadar uyguladığı yüksek performanslı reform çabalarına artık geri dönme vaktinin geldiği hatırlatılmalı. AB sürecinde yalpalayan bir Türkiye’nin içeride istikrarını koruyamayacağı sarih bir gerçek. Siyasi partiler yasasında sürekli ertelenen ancak yapılması elzem olan değişiklikler mutlaka gündeme alınmalı. Elbette TÜSİAD’ın çağrısını yaptığı yeni anayasa da… Türkiye yeni dönemde tüm kesimlere hitap eden bir dil yakalamalı. Yoksa dediğimiz gibi her şey yeni başlıyor…

iyibilgi.com



Bu haber 852 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,236 µs