Ergene-CON! | " /> Ergene-CON! | "/>

En Sıcak Konular

Bizim dişimiz kesmez: Ergene-CON!

31 Temmuz 2008 15:49 tsi
Bizim dişimiz kesmez: Ergene-CON! AKP’nin kapatılmasına AB ve ABD karşı durdu. Ancak ABD yönetimi içinde bir başka grup, kapatılmasını istedi. Temennileri tutsaydı küresel denklem bozulacaktı. Kısa süre sonra tasfiye olabilecek bu güç, daha tehlikeli işlere girişebilirdi. Yine de t

Genel anlamı ile Batı, özel olarak da AB ve ABD, her ne kadar bu Türkiye’nin iç işidir dese de, herkes açıkça fark etti ve onlar da zaman zaman açıkca söylediler ki, AKP’nin kapatılmasını istemiyorlar.

ABD içinse durum biraz farklı. Bu fark ABD yönetimi içinde. Washington’da bir grubun tam tersini düşünmesi. “Grup” kelimesinden sayılarının azlığını çıkarabilirsiniz. Ancak güçsüz oldukları mânası haksız olur.

Bu Beyaz Saray, Savunma ve Dışişleri Bakanlıkları’nda etkin bir grup. Esasen çok gizli-saklı da değiller. Bu güç merkezi, “neo-con” diye adlandırılan Cumhuriyetçi bloğun, daha “çekirdek” kadrosunu oluşturuyor.

Yani “keskin” kısmını. ABD’nin Türkiye’deki mahfillere yaptığı telkinlerin içinde ne kadarlık bir hacim tuttukları ise hayli tartışmalı. Çünkü, ABD yönetiminde şu an hakim olan “klik”, tüm ipleri elinde tutuyor.

Bunların başında da Condolizza Rice var. Rice yaklaşık 6 aydır Ortadoğu bölgesinde tam bir hakimiyet kurmuş durumda. Dediklerini yaptırdığı gibi, Türkiye’nin geleceği üzerinde de kafa patlatıyor.

Çekirdek neo-conlar ise bu anlamda inisiyatif kaçırmış haldeler. Düne kadar esamesini okumadıkları Rice ve ekibi karşısında geriliyorlar. Kulağa gelenler arasında, gariptir, Başkan Bush’un da buna dahli var.

Ya başarsalardı?..

Kaba bir tabirle söylemek gerekirse, Washington’da hem iktidar erki içinde hem de “derin devlet” içinde bulunan bu sağlam çekirdek, AKP’nin kapatılması yönünde büyük bir ağırlık koymayı, etkinlik sağlamayı başaramadı.

Elbette bu grubun beklentileri olması, Türkiye’yi düşündükleri anlamına gelmiyor. Çünkü eğer AKP kapatılsaydı, bugün Ortadoğu denkleminde bir şekilde ayakta duran, dengeleri sağlayan, arabuluculuk yapan bir domino taşı belirsiz bir sürece girecekti.

Bu da bölgede yeni çılgınlıkların rahatça uygulanabilmesine fırsat yaratacaktı ki, işte asıl beklenti buydu. Bu denklemin bir yanına İran ve İsrail konulduğunda, “gider-ayak” olabilecekler olabilecekleri kimsenin kestirmesi mümkün görünmüyor.

Örneğin böylesi bir durumda patlayacak İran savaşı nasıl bir bölge ve dünyaya kapı aralardı söylemek zor. Çünkü İsrail’de de durum benzer bir kriz noktasında. Olmert hükümeti şimdiden bitmiş sayılabilir.

Başbakan Eylül ayındaki parti (Kadima) kongresinde aday olmayacağını söyleyerek, yeni bir lidere kapı açtı. Herşey yolunda gitse bile, bölgenin en güçlü iki ülkesinin yaşayabileceği siyasal sallantı bazı çılgınlıklara ihtimal verebilirdi.

Keza bu büyük denkleme İngiltere ve Rusya gibi soğuk savaş oyunlarını en iyi bilen ülkeleri de dahil etmez gerekiyor.

İngiltere bazı yorumculara göre Türkiye’de ABD’ye rakip bir tutum yürütüyor. Bunun nedeni özellikle Irak üzerinden yürütülen petrol savaşları. Sadece bu manada, Rusya ile hem-zemin politik bakışları da var.

Bu da başka bir denklem oluşturuyor. Yine İran politikaları ile Almanya çakışmasını da denkleme dahil etmek olası. Berlin’de aynı oyunda bulunmak istiyor ama eli biraz zayıf. Tüm bu parametrelere olası bir Afganistan-Pakistan savaşı da eklemlendiğinde, Türkiye’deki siyasi istikrarın sertçe bozulmasının yaratacağı küresel sorunların ne olacağını düşünmek bile zor.

Tehlike geçti mi?

Bunu söylemek zor. Kısa vadeli bazı gelişmeler risklerin devam edip etmeyeceğini söyleyecek. Bunların başında da ABD Başkanlık seçimleri geliyor. Obama’nın kazanması durumunda çekirdek kadronun tortuları kalsa da kalın kısmının elemine edileceği düşünülebilir.

Fakat İsrail politikalarından büyük değişiklik beklenmemeli. Obama zaten İsrail’e bakışını ve desteğini peşinen sunmuş durumda. Tersine, McCain’in sandıktan çıkması halinde ise ABD devleti içinde daha geniş bir neo-con tabakanın kalacağı varsayılmalı.

Buna ilaveten, yeni kuşak neo-conlar da McCain’le birlikte Beyaz Saray’a taşınacak. Ve söylemeliyiz ki bu yeni isimler de hiç yumuşak değil. Bu durumda en ufak bir kriz anında bölgeyi ateşleyecek fitil yakılabilir.

Bu yüzden, Ortadoğu’daki olası çatışma noktalarının hızla tasfiye edilmesi lazım. Bunlardan biri İran ve nükleer çalışmalarının bir şekilde hal yoluna girmesi gerekiyor. İsrail’in taraf olduğu diğer konularda yürütülen çalışmalar da bu pencereden okunmalı.

iyibilgi.com



Bu haber 2,437 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,337 µs