En Sıcak Konular

'AKP kapatılsaydı Batı kontr darbe yapardı'

4 Ağustos 2008 13:03 tsi
'AKP kapatılsaydı Batı kontr darbe yapardı'  
Batının Türkiye’yi kendi haline bırakmayacağını söyleyen Prof. Dr. Hasan Köni ‘AKP’nin kapatılmaması finans kapitalin yönettiği Batı sistemini rahatlattı. Yoksa Türkiye’de turuncu bir devrim yapılırdı’ diyor. Fadime Özkan'ın

AK Parti hakkında kapatma davası açılması dünyada nasıl bir şaşkınlık yaratmışsa, Yüksek Mahkeme’den çıkan kapatılmama kararı da aynı şiddette bir memnuniyetle karşılandı. Zaten süreç de yakından takip edilmiş, demokratik bir ülkede halkın oyuyla iktidar olmuş bir partinin kapatılmaması gerektiği vurgulanmıştı. İçeride bu alakayı hayra yormayanlar olduğu gibi, kafası karışanlar ya da daha da netleşenler de oldu. O yüzden aslında ne olduğunu konuşmak gerekiyordu. Biz de Bahçeşehir Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi, Amerikan Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Hasan Köni ile iktidar partisi hakkında açılan davanın ve kararın yankıları, bu yankıların nedenleri, Türkiye’nin dünyanın neresinde ve neden önemli olduğunu konuştuk.

AK Parti’nin kapatılmaması kararı Türkiye gibi dünyayı da rahatlattı. Buradan başlayalım: Dünya için ne ifade ediyor bu karar?

Türkiye Batı sistemi içinde yer alıyor. Batı sisteminde bir ana, bir de ona bağlı olan ülkelerden oluşan bir alt sistem var. Kapatılması durumunda öbür siyasi partilerin Batı sistemindeki davranışları meçhuldü. Sistem de bunu kabul etmez. Memnuniyetin sebebi de bu, AKP bu alt sistemde görevlerini normal olarak yapıp sistemin gereklerine göre davranıyordu.

Ne gibi görevlerden bahsediyoruz?

AB’ye girmek, Amerika’yla yakın ilişkiler sürdürmek, enerjide geçiş noktası olması açısından Ortadoğu sorunlarının çözümünde aktif olmak gibi görevler. Dikkat edin, şu an Ortadoğu ilişkileri tamamen AKP hükümeti üzerinden yürüyor.

TÜRKİYE TEMAS NOKTASI

Türkiye’nin yerine getirmesi beklenen rol ona biçilen bir rol mü, konjonktürün getirdiği dönemsel bir durum mu ya da Türkiye’nin talip olduğu bir şey mi?

Ortadoğu’da Suriye ve İran ile yakınlaşması, sorun çözümünde Batı ülkeleriyle temas noktası olması gibi bazı konularda Türkiye kendisi talip. Sayın Babacan’ın dediği gibi yumuşak geçişi sağlayan arabuluculuk Türkiye’nin talip olduğu bir şey. Ama ekonomik-kapitalist sistem içinde yer alarak o sistemin fonksiyonlarına göre çalışması bir mecburiyet.

Temel tercihini sistemden yana yaptığı için mi?

Evet. Onu yapmasanız nereye gideceğiniz meçhuldür. İran’a kızılmasının bir sebebi de euro sistemine girip sistemden kaçabilir miyim yahut buna dayanabilir miyim arayışında olması. Halbuki sisteme göre davransa, nükleer enerji oluşturması hiç önemli olmazdı. Kapasitelerinin ne olduğunu iki tane İran fizik kitabını okuyan herkes biliyor zaten. Öte yandan Çin de, Rusya da aynı sistemin içinde.

Türkiye’de zaman zaman dile getirilen Amerikan sisteminden ayrılalım, Çin’e, Rusya’ya yaklaşalım önerisi de boş bir öneri mi yani?

Çin parasını, yatırımları nerden buluyor ki? Ekonomisinin 50 milyar doları Amerikan parası. Çin’in ürettiği yüzlerce malı, Batı satın almasa, biz almasak ne yapacak o malları? Rusya enerjiyi kime satıyor? Bize, arabası olanlara satıyor. Yoksa Afrika’da ki yalın ayak adam ne yapacak benzini gazı.

TÜM DÜNYA AYNI SİSTEMDE

Kapitalist sistem dışında ülke kalmadı mı gerçekten dünyada?

2002’den sonra kalmadı. Türkiye’ye başka şey empoze edenler şunu bilmiyorlar. Türkiye 1982’de girdi bu sisteme. Artık ekonomisiyle, bankalarıyla tamamen dışarıyla entegre halde. Bu ülkede demokrasi olmak zorunda, darbe ya da bir takım olayların yapılması mümkün değil artık. Çünkü sistem buna izin vermiyor. Zaten izin verilmediği için de yapılamadı. Demek ki yapıldığında da onun desteğiyle yapılıyordu.

Kapatma davası açıldığında da büyük şaşkınlık yaşamıştı dünya. Zira Türkiye’de artık bu tür şeylerin olmayacağı fikri oluşmuştu. Darbeye yeltenenlerin, dışarıdakilerin gördüğünü içeriden görememesinin nedeni ne peki?

Ekonomiyi bilmedikleri için bunu da anlamıyorlar. Darbe diye bir kitap var, orada herşey anlatıyor: İlk önce ekonominin bozulması gerek. Bu da dış finansman kesilerek yapılıyor.

Ekonomik sistemi bozmayınca ne kadar uğraşsanız olmaz darbe, istediğiniz kadar bombalayın etrafı. Önceki darbelerde dışarısı sisteme para entegre etmiş çünkü darbeden sonra da ekonomik durumun iyi olması lazım. İçerdeki pasta aynıyken bunu yapmanız mümkün değil. Yani dışarısı bunu finanse edecek. Şimdi ise dışarısı olmaz diyor.

Darbe ekonomisi diye bir şey var yani!

Tabi. Ekonomi olmadan olmaz. Amerikan toplumu Ortadoğu’ya ne zaman aldırıp Obama’yı desteklemeye başladı? Savaş, ekonomiyi etkileyip halkı rahatsız etmeye başladığında! Burada da temel faktör dışarıyla entegrasyon ve ekonomidir. Askeri sistem de NATO’ya entegre. Kuzey Irak’a istediğinizde operasyon yapabiliyor musunuz? Öbür taraftan gümrük birliğine bağlısınız. Türk Cumhuriyetlerinde Avrupa’nın koyduğu vergiyi uygulamak zorundasınız. Ee ne oldu ulusalcı duygularınıza? Edebiyatta kaldı! İşte bunu anladığınızda anlarsınız bazı şeyleri niçin yapar, niçin yapamazsınız.

FİNANS KAPİTAL ‘OLMAZ’ DEDİ

AK Parti iktidarında Türkiye, dış politikada ciddi atılım gösterdi. AB müzakerelerinin başlaması, komşularla sıfır problem anlayışı, son dönemde Ortadoğu’da uzlaştırıcı taraf olması gibi, rolü arttıkça dış dünyanın desteği de arttı. Kapatma kararı çıksaydı, dünya sistemi nasıl davranırdı?

Kurulacak yeni partinin daha yüksek oyla iktidara gelip sistemi devam ettirmesi bekleniyordu. Ama geçici yönetimle de olsa statükocu elit gelseydi -ki bunlar ‘Avrupa’ya girelim ama şunları yapamayız’, ‘ekonomide şu tavizler verilemez’, ‘dış yatırımlar bizi sömürüyor’ diyor- Türkiye bu sefer başka darbelerin etkisi altında kalacaktı. Yani ona karşı hazırlanacak başka bir sistem ortaya çıkartılacaktı. Büyük sistem bunu rahatlıkla yapabiliyor çünkü.

Yani öncekiler gibi dış kaynaklı bir darbe ortamı hazırlığına girilecek ve belki de bir kontr darbe yapılacaktı!

Tabi, tabi. Bakın, kredi kartlarımızın ‘ödeyin’ emri dahi İngiltere’deki kartlar merkezinden geliyor. Burada bir şey yapacağınız zaman AB’nin, Amerika’nın ve finans kapitalin icazetini almak durumundasınız. Bu kadar basit! Traşı bırakalım.

Nasıl yapılacaktı peki darbe?

Modern şekilde. Sivil toplum örgütlerinin, muhalefetin örgütlenmesi, ekonominin geriye doğru çekilmesi şeklinde. Turuncu devrimler gibi yani. Zaten sisteme çok bağlı olmayan ülkelerde bunlar çok rahat yapılabiliyor. Sisteme bağlı, bizim gibi 1856’dan beri Batının istediği şekillerde değişen ülkelerde ise bunları yapmak çok daha basit gibi geliyor bana.

TÜRKİYE’DEN ASLA VAZGEÇMEZLER

Dünya bu saatten sonra Türkiye’den umudunu kesip elini çekmezdi yani, öyle mi?

Bu kadar önemli bir yapı içinde, hele de önümüzdeki dönemler için, hayır. Orta Asya Cumhuriyetleri ve Doğu Türkistan giderek yukarı çıkıyor. Uranyum madenleri, doğalgazı ve petrolü var çünkü. Moğolistan ve Tibet de Çin’i sarsıyor ama Doğu Türkistan 30-40 milyonluk Türk kökenli bir kitle. Orta Asya’dan Avrupa’ya kuyruğu olan bu kadar önemli bir ülkeyi asla başıboş bırakmazlar. Katiyen geçmiş olsun demezler. Mutlaka sistemi düzeltmek için uğraşacaklardır çünkü bu sistem, finans kapitalin belirlediği entegre bir sistem. Amerikan analistleri artık ‘işletmeler Amerika’sı’ diyor, çünkü Amerikan devleti de aşılmıştır. Petrol şirketlerinin birinin 3 aylık karı 750 milyar dolar. Biz Türkiye olarak 125 milyarlık satış yapınca seviniyor, aman satışımız ne kadar da yükseldi diyoruz, oysa herhangi bir Arap şeyhinde var o kadar para.

ABD gevşerse Kürt sorunu da gevşer

‘Türkiye, bölgede kendisine karşı olan hareketi çevreledi, Amerika’yı da ikna etti. Kürt sorununda nasıl davranacağını ise ABD’deki seçim belirleyecek ama ABD siyaseti Bush dönemi gibi olmayacak. Obama gelir, Amerika Irak’tan çekilirse Türkiye oraya yoğun ekonomik olarak girer. K. Irak savaştan evvel arka bahçemizdi. Özal döneminde 13 milyar dolar mal satıyorduk. 90 işgalinde 2 milyara düştü. Bölgenin en gelişmiş ülkesiyiz, her malı satarız. ABD güvenlik konusunu abartmayıp gevşer, eskiye dönerse bu, sisteme de, bize de tesir eder. Türkiye’de ılımlı İslam tartışmaları da Kürt korkusu da ortadan kalkar.

50 yılda Kıbrıs’a su bile götürmediler!

‘Bunca ulusalcı hükümet geldi güya, 50 milyon dolarlık su boru hattını bile Kıbrıs’a bağlamadık. Bağlasaydık Kıbrıs yeşermiş, turizm artmış, Rumlar bize müteşekkir kalmıştı. Yapmadılar, Kıbrıs konusunu biliyoruz dediler, 50 yıl sürdü mesele! Madem ulusalcısınız, niye bir şey yapamadınız? Demek ki uluslararası sisteme rağmen yapamıyorsunuz! Şimdi AKP Türkiye’nin menfaatlerini gözeterek -ki bu anlamda gayet ulusalcıdır- çözüme gidecektir. Yunanistan’la ilişkilerimiz rahatlar. İki ülke de lüzumsuz yere ABD’nin Almanya’nın elinde kalan silahları almaktan kurtulur böylece. Ne Talat Kıbrıs’ı Rumlara verir, ne Ada’daki adam Yunanistan’ın ekonomik ıstıraplarını çekmek ister. Çözüm gelecektir.’

AB bizi sıçratacak

‘AB bizi sıçratabilecek boyutta, AKP elden geleni yapacaktır. Finans kapitalin yani TÜSİAD’ın AKP’ye desteğinin nedeni AB projesidir. AB de Türkiye’yi dışarıya atamaz. Dava sürecinde Fransa dışında Avrupa büyük destek verdi. 2014’te AB’ye girerken Sarkozy nerede olacak kimbilir? ‘Egemenliği AB’ye devredemeyiz’ diyenler halkı kandırıyor. Şimdi NATO’ya bağlısın mesela, kendi ülkende kendi uçağını uçurabiliyor musun NATO’ya söylemeden? Ya! Çok artistik bir ülke olduğumuzu söylemeliyim, bu arada’. (gülüyor)


Müslüman dünya bir İstanbullu gibi MODERN OLMAK İSTER

Prof. Köni: ‘Batı sistemi için Türkiye vazgeçilmez. Müslüman dünya ile arasında önemli bir bağlaç çünkü’

Tamam, bu yüzyıl Amerikanın yüzyılı ama biliyoruz ki ABD’nin BOP’ta şekillenen bir Ortadoğu hayali var. Türkiye de ‘ılımlı İslam’ ve ‘model’ olarak tanımlanıyor. Sistemin bize bölgede biçtiği rol bu mudur?

Başbakanın dediği gibi, ılımlı ılımsız İslam yoktur. İslam İslam’dır. Zaten sistem laikse çatışma olmuyor, Türkiye de böyle. Ilımlıdan kasıt; radikalizme gitmeyen, Amerika’yla, Batıyla çatışmayan Müslüman ülkelerdir.

Büyük Ortadoğu Projesi nedir peki?

Yeni dönemde kültürlerin çatışmasını engellemek için o ülkede demokratikleşme ve radikal dini normalleştirme meselesidir.

Her şeyi ekonomik olarak açıkladınız, ekonomi bu tarifin neresinde?

Ekonomisi gelişen bir ülkenin radikal olmasına gerek yok ki! Refahı yaydığınızda kaybedecek şeyi olan insanlar, elinde baltayla sokakta birbirini doğramaz. Çocuğunu okutup mutlu bir yaşam süren kişi demokrasi ister. Değişim varsa oraya buraya bomba çakmanın gereği yoktur.

ABD Afganistan’ı ve Irak’ı ‘demokrasi’ götürme bahanesiyle işgal etti. İşgalden sonradır ki halk etnik, mezhepsel farklılıklar nedeniyle birbirini öldürüyor. BOP barışçıl bir projeyse bunun sağlamasını niye göremiyoruz?

Ama BOP işgallerden sonra gelişti. Bu ülkelerde demokratikleşmeyi nasıl bir gelişmeyle kalıcı hale getirebiliriz tarzında kondu ortaya. İşgalden sonra olmasının sebebi de, böyle bir çatışmanın aslında beklenmemesiydi. İşgaller Arap-İsrail olayında Arapları çökertmek için yapıldı. Amerika bu konuda yanlış yaptı. Büyük parasal gücü olan Amerika’da sistemi yöneten paradır ve İsrail lobisi ABD’yi buna yöneltti. Diğer amaç petroldü ama onun da zor olduğunu anladılar. Suudiler petrolü çıkarmayı öğrendi çünkü. Irak da işgal altında olmasına rağmen petrol yasasını imzalamıyor! O yüzden petrol için Afrika’ya sarkıyor, Rusya ve İran’ı sıkıştırıyorlar şimdi. Enerjiyi Batı sistemine almak istiyorlar çünkü. Ama bu sefer döverek değil.

Türkiye’nin AB’ye girmesi müslüman ülkeler ve dünya için ne ifade ediyor?

Orta Asya Türk cumhuriyetleri hatta Doğu Türkistan için Türkiye bir model. Oradakiler Parisli, Newyorklu gibi değil İstanbullu bir Türk gibi modern yaşamak isterler. Türkiye’nin AB’de olması bütün bu kitleyi Türkiye üzerinden Batı modeline getirecektir. Araplar da diyor ki ‘Siz girin, biz de ortak yatırımlarla oraya girmiş olacağız’. Bu sistemde Türkiye Müslüman dünyası ile Avrupa ve Batı arasında çok önemli bir bağlaç oluşturuyor.

Star/Fadime Özkan



Bu haber 891 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,024 µs