ulusal güvenlik meselesidir | " /> ulusal güvenlik meselesidir | "/>

En Sıcak Konular

Bu bir ulusal güvenlik meselesidir

4 Ağustos 2008 15:37 tsi
Bu bir ulusal güvenlik meselesidir Antalya’da 2 kişinin ölümüne, binlerce hektar ormanın zarar görmesine yol açan yangın 5. gününde. Türkiye’nin akciğerleri yanıyor. Gelen fotoğraflar tehlikenin boyutlarını özetliyor: Bu bir ulusal güvenlik meselesidir.

Antalya’daki orman yangını, beşinci gününde sürüyor. Alevler, henüz tamamen kontrol altına alınamadı. Öğle saatlerine kadar sadece Kepez bölgesinde devam eden yangında Çardak köyü civarında da yeniden alevlerin başladığı bilgisi geldi. Bu arada, yangından büyük zarar gören Karataş köyündeki kayıp iki kişiden birinin daha cesedine ulaşıldı.

Antalya’da beş gündür süren yangın yürek dağlayıcı. Beş gündür bölgeden gelen fotoğraflar durumun ciddiyetini ortaya koyuyor. Yanan dağlar, küle dönen evler, yerinden yurdundan olan köylüler… Ve elbette telef olan hayvanlar… Son otuz yılın en büyük orman yangını Türkiye’yi amansız yakaladı.

Üstelik devlet kurumları yangını söndürmek için seferber olmuş durumda. Yangın söndürme çalışmalarına tam 1300 işçi katılmış durumunda. Sanki savaş yapılıyor. Sanki değil, açık bir savaş. Ateşe karşı Türkiye’nin en büyük hazinesi korunmaya çalışılıyor. Kimi ekipler ateşlerin arasında kalıyor, kimi yorgunluktan bitkin bir şekilde iş makinelerinin üstünde uyuyor… Ancak hepsi olanca gücüyle çalışıyor.

Yangına müdahale tüm boyutlarıyla durmaksızın sürüyor bu arada. Sadece karadan müdahale edilmiyor… Orman Genel Müdürlüğü, 8 helikopter, 2 amfibik uçak, 5 Türk Hava Kurumu uçağı, 225 arazöz ve 45 dozerle yangına karşı mücadelesini sürdürüyor. Her ne kadar ‘yangınla mücadele’ stratejisi artık tartışma konusu olmaya başlamışsa da şu ana kadar rüzgarın desteğini arkasına alan alevler büyük oranda kontol altına alınmış durumda. Elbette alevler söndürülene kadar giden ormanlar oluyor. Şu ana kadar Türkiye 4 bin hektar ormanını kaybetti.

Aslına bakılırsa rakamlarla ifade edildiğinde kolayca yazılan ve kolayca okunan bir önceki cümle şu anlama geliyor: Akciğerimize önemli bir darbe yedik. Bu çok önemli… Çünkü ağaç çok hayati…

Köylülerimizin kaybı giderilebilir. Nihayetinde hükümet sözcüsü Cemil Çiçek bugün bakanlar kurulu toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada bunu bir kez daha teyit etti. Yangında mal kaybına uğrayan köylülere ilk etapta 2 bin YTL’lik yardım yapıldı. Bu elbette kayıpların küçük bir kısmını karşılar. Ancak yapılan açıklamalar maddi desteğin süreceği şeklinde.

Yangında canından olan hayvan kaybı giderilebilir mi? Elbette hayır… Çok can yaksa da doğanın normal akışında Antalya’nın ormanları yeniden canlılarına kavuşacaktır.

Ancak ormanların tekrar oluşması şartıyla… Bu 4 bin hektar ormanın yeniden oluşması ise elbette yıllara yayılacak. Üstelik küresel ısınmanın olumsuz etkilerinin gün be gün hayatımıza sirayet ettiği bu dönemde.

Böylesi önemli ve ‘stratejik’ bir olayla ilgili kamuoyunun tepkisi oldukça sınırlı kaldı. Elbette Marmara depremindeki gibi felakete yardıma koşulmasını kimse beklemiyor. Ancak kamuoyu yangınla birlikte vicdanının kanadığını gösteremedi. Bunu hissettiremedi…

Çünkü ormanlarımıza gerekli önemi göstermiyoruz. Bırakalım ormanların gördüğü akciğer işlevini… Bırakalım bize sağladığı olanakları… Ormanlar bir devlet ve toplumun geleceği için artık oldukça hayati. Bu açık bir ulusal güvenlik meselesi. Geçtiğimiz yıl iyibilgi’ye konuşan Yrd. Doç. Dr. Gamze Güngörmüş Kona gelecek ve su ile ilgili ilginç bir perspektif çizmişti. Gelecekte Ortadoğu’da devletler arası ilişkilerin su bazlı olacağını, savaşların da su üzerine çıkacağını belirtmişti. Sadece Kona’nın vurguladığı bir şey değil bu elbette. Dünyanın önde gelen kurumlarında yapılan araştırmalar küresel ısınmayla birlikte ‘suyun’ yaşam alanı olacağını ve gerilimlerin su paylaşımı konusunda çıkacağını belirtiyor. Şimdi şunu soralım: Su ve ormanı ayırmak mümkün mü?

Tüm vicdani kaygıları bir kenara koyun: işte bu yüzden bu ulusal güvenlik meselesi ve sadece bu yüzden çok önemli. Çünkü Antalya’da yanan ağaçlar değil, yangınla birlikte kaybolan Türkiye’nin geleceği. İşte bu yüzden haklı olarak terör konusunda çok hassas olan Türkiye’nin aynı hassasiyeti orman yangınlarına karşı da göstermesi gerekiyor. Üstelik bilerek ya da bilmeyerek yangın çıkaranlara verilen cezada da caydırıcılık bulunması gerekiyor.

iyibilgi.com



Bu haber 494 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,717 µs