'Hadden' | " /> 'Hadden' | "/>

En Sıcak Konular

Gizli ve Şekli: Dalan ve 'Hadden'

11 Ağustos 2008 12:01 tsi
Gizli ve Şekli: Dalan ve 'Hadden' Hayatı üçe katlayacak formülün peşinde koşan Bedrettin Dalan, yarattığı milyonlarca dolarlık laboratuarlarda 150 yıl yaşamanın başlangıç sırrını bugün açıklayacak. İnsanoğlu’nun bu en büyük ‘hırsı’nın peşinde S.R. Hidden’da koşmuşt

Bedrettin Dalan, siyaseti terk ettikten sonra kendini “ilim”e verdi. Kurduğu Yeditepe Üniversitesi’nde özellikle bio-teknoloji ve gen bilimi konularında milyonlarca dolarlık yatırım yapan Dalan, dünyanın dört bir yanından getirdiği bilim adamlarıyla “ölümsüzlüğün sırrı”nı aramaya başladı.

Gerçi, “sağlıklı yaşam” ve “uzun yaşam” gibi genellikle “soft” ibarelerle kamouoyuna yansıttığı görüşleri günümüz “modern” yaşam biçiminin bir parçası olarak yansıtıldı ama bugün gelinen nokta da anlaşılıyor ki, Dalan, insanlık tarihi boyuncu bir çok “zengin”in peşinde koştuğu “ölümsüzlük iksiri”ni arıyor!

Bugün (11 Ağustos) Yeditepe Üniversitesi’nde yapılacak açıklama, kök hücre teknolojisinde yapılan devrim niteliğindeki bir çalışma ile insana 100-150 yıl yaşamasının kapıları açılacak.

Üniversitenin “Genetik ve Biyomühendislik Bölümü”nün kurucusu Prof. Dr. Fikrettin Şahin, "Yetişkin insan hücrelerini yeniden programladık. Bu, bugüne kadar mümkün değildi" diyerek duyuruyu yapmış bulunuyor.

Yeditepe Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Bedrettin Dalan’ın “yaşam” hedefinin, 161 yıl olduğu zaten biliniyor.

Genetik ve Biyomühendislik Bölümü’nün çalışmalarından her zaman heyecan duyduğunu belirten Bedrettin Dalan, bir süre önce Biyoteknik Dergisi’ne verdiği röportajda "İnsanların bugün ortalama yaşı 61. Ama eğer mümükün olursa 161 yaşıma kadar yaşamak isterim" demişti.

Zaman zaman bu tarih ve uzun hayat konusunda açıklamaları bulunan Bedrettin Dalan, Üniversitesi’nin özellikle “Genetik ve Biyomühendislik Bölümü”ne ayrı bir önem verdiğini, büyük yatırımlar yaptığını da kamuoyuyla paylaşmıştı.

Üç yıl önce 20 milyon dolar harcamayla kurulan ve bugüne kadar toplam 60 milyon dolar yatırım yapılan bölümü "İnsanlığın geleceği burada" diye tanıtmıştı.

Yaşamın “temel taşı” kabul edilen kök hücre konusunda bu bölümün “devrim” niteliğinde başarılara imza atacak çalışmalar içinde bulunduğu da biliniyordu.

Bu kritik çalışmaların başına da alanında dünya çapında bilinirliğe sahip Prof. Dr. Fikrettin Şahin’in getirilmiş olması, bu hedefe varmaktaki kararlığın bir işareti. Çünkü Şahin, "Uluslararası Bilimadamı Ödülü"ne layık görülen, alanında önemli bir isim.

Bugün ne açıklanacak?

Yeditepe Üniversitesi’nde bugün açıklanacak çalışma aslında uzun hayatı (bugün için) sağlamıyor. Ama kapısını açıyor. 161 yıllık yaşamın kapısının anahtarı açıklanacak denilebilir.

İnsan dişinden alınan kök hücrelere, yeniden programlama için gerekli olan genler başarıyla aktarıldı. Gen aktarılan yetişkin insan kök hücrelerinde yeniden programlamanın başarılı olduğu, laboratuvar ve hayvan deneyleri ile ispatlandı.

Prof. Şahin, söz konusu buluşun önemini "Kök hücre teknolojisi uygulamalarında karşılaşılacak sorunların bu gelişme ile aşılacağına inanıyoruz. Bunun için daha geniş ve kapsamlı hayvan modeli deneylerine de devam ediyoruz" dedi. Yani, çalışmanın devamında birçok insanın hayali olan 100-150 yaşına kadar yaşamanın kapıları açılacak.

S.R. Hadden!

Peki bu mümkün mü? Bilimsel çalışmalar ve okumalar, genellikle “mümkün olmayan” şeylerin sınırlılığına gönderme yapar. Örneğin 161 yıl yaşadığınızda “261 neden olmasın” diye sormanız “eşyanın tabiatı gereğidir” ve modern bilim bu talebi, “bakalım, mutlaka bir yolu vardır” şeklinde yanıtlar.

Ve hayaliniz bu olduğunda, ki insanoğlunun en büyük ve vazgeçilmez hayalinin bu olduğu varsayıldığında, bilim sizden “büyük para ve teknoloji” talep eder. Esasen başarı halinde ekonomik karşılığı da “sınırsız” biçimde ortadadır.

Ülkelerin resmi devlet kurumları bu alana sınırlı bir yatırım yaparlar ve işin geri kalanını genellikle “özel” kuruluşlara bırakırlar.

Askeri alandaki “özel” çalışmalar dışarıda bırakıldığında, bu kulvardaki kayda değer gelişmelerin, büyük ama çok büyük ilaç, hekimlik ve araştırma şirketlerinden geldiği görülmekte.

Tarih boyunca ise, büyük zenginliklere sahip kişi ve şirketlerin bu alanda-genellikle patronajın teşvikiyle-daha çok “hayatta kalmanın” yollarını aradığı bilinmekte ve bir çok “gizli-açık” örneği bulunmakta.

Genellikle “komplo teorileri” yaftasıyla anılan birz kaç örnek dışında bu alanda kesin sonuçlara ulaşmış başarılar şu an için bilinmemekte. Bedrettin Dalan örneği ise, bu ve benzer örnekler içinde “özellikle” bir tanesi ile örtüşüyor.

Ve ne yazık ki bu emsal-bilindiği kadarıyla (!)-gerçek değil “hayali”. Bu vakanın ismi, S.R. Hidden ve önmemli bir filmin ana karakterlerin biri.

Temas!..

Türkiye’de ve dünyada büyük gişe başarıları yakalayan, içeriği ve özellikle “bilim-din” tartışmalarına farklı bakışlar getiren, yazarı efsanevi Carl Sagan’ın kaleminden beyaz perdeye aktarılan 1997 yapımı “Contact” filmi bu örneğin bulunduğu yer.

Contact filmi, (Türkçe’ye “Mesaj” olarak çevrilmiştir) hemen bir çok dialoğu ve sahnesiyle, bilimsel, politik, ekonomik ve uhrevi göndermeler içerir.
Ancak Bedrettin Dalan örneğini bize anımsatan bölümü, filmin ana karakterlerinden olan “S.R. Hadden”la birleşir.

Bu karakter, uzun yaşamak ve “hayatta kalmak” için dünya çapında bilimsel projeleri milyonlarca dolar harcayarak finanse eden bir “iş adamı”, “holding sahibi” (filmdeki şirketin ismi “megacorp”tur. İngilizce’de “mega” ve “corporation” sözcüklerinin birleştirilmesiyle ortaya çıkan, çok büyük, ve güçlü şirketler için kullanılır. Bir ek örnek olarak, “Holding” ismiyle Türkçe’ye çevrilmiş, İnkilap Yayınları'ndan çıkan Jonathan Black bestseller'ı da verilebilir. Para gücüyle devlet yöneten şirketleri ilk işleyen kitaplardan olması bakımından önemlidir.) bir iş adamıdır.

Legal ve illegal yollar kullanarak hayata tutunmanın yollarını arar. Bunun için kullandığı yöntem ise bilimdir.

“Hadden” ismi de yine İngilizce’deki “Hidden” (gizli-saklı) kelimesiyle benzeşir. Peki Hadden bin türlü tezgah kurarak aradığı uzun yaşama ulaşabilir mi, veya “hücre “bozulması” olarak nitelendirilebilecek “kanser”i yenebilir mi?

Bu sorunun yanıtı hem “evet” hem “hayır”. Şeklen “evet”, gerçekte ise muamma. “Biçimsel” bu başarı, filmin ana fikrine aykırıdır ve “uhrevi” değerler açısından “anlamsızlıkla” suçlanır.

Peki Dalan amacına ulaşabilecek mi? “Şeklen” ve “Biçimsel” açıdan mümkün! Çünkü Dalan kelimesinin sözlük anlamı bunlardan oluşuyor; “Şeklen ve biçimsel”!



Bu haber 2,497 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,216 µs