Erdoğan, 'kara' burcundan mı?

18 Ağustos 2008 11:30 tsi
Erdoğan, Genelkurmay Başkanları ile olduğu kadar Kara Kuvvetleri Komutanları ile de görüştü. Aslında KKK-Başbakan görüşmeleri çok alışıldık değil. Bunun yanısıra, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları ile birebir görüşmeler yapmadı. Biri içeriden biri dışa

Başbakan Erdoğan, Genelkurmay Başkanları ile zaten hem Milli Güvenlik Kurulu’nda hem de özel olarak ikili görüşmeler zaten yapıyor. Bu son derece normal ve olmaması hali zaten garip olurdu.

Öte yandan, bir çok Başbakan zaman zaman KK Komutanları ile de zaman zaman, ama kabul etmek gerekiyor, nadiren ikili görüşmeler yaptı. Çoğu da özel durumlarla ilgiliydi.

Ya uluslararası ilişkilerde baş gösteren güvenlik ile ilgili veçhelerden veya terör ile ilgili olağanüstü durumlardan kaynaklanan bu başbaşa görüşmeler, genellikle “Başbakan’a bilgi sunuldu” notuyla biten haberle konu oldu.

Ancak Başbakan Erdoğan döneminde KK Komutanları ile görüşmelerinin artık bir rutine döndüğü söylenebilir. Emekli olacak Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile de KK Komutanlığı zamanında görüşmüştü, halefi, İlker Başbuğ paşa ile de yine KKK zamanında özel olarak bir araya geldi.

Ve nihayet son Yüksek Askeri Şura’da Jandarma Genel Komutanlığı’ndan, KKK’ya getirilen Orgenerel Işık Koşaner’le de İstanbul’a başbaşa bir görüşme yaptı.

Neden?

Bu tür görüşmelerin içeriği özellikle merak edilse de, herkes iyi biliyor ki, temel niteliği milli güvenlikle ilgili bu toplantıların detayları pek az dışarı yansıyor. Yine de Başbakan’ın KK Komutanları ile daha sık görüşmek gibi bir geleneği başlattığı en azından istatistiksel açıdan rahatlıkla söylenebilir.

Peki Başbakan neden sadece KKK ile görüşüyor, veya tersinden soralım, neden hiç Deniz Kuvvetleri Komutanları ile veya Hava Kuvvetleri Komutanları ile teke tek bir araya gelmiyor.

Bunun aslında oldukça elle tutulur nedenleri olduğu düşünülübilir. Kuşkusuz Başbakan’ın herhangi bir nedenle Kuvvet Komutanları arasında bir ayrım yapması söz konusu değil. Bu kesin.

Peki Başbakan KKK ile neden daha sık bir araya geliyor. Bunun ilk nedeni Türkiye’nin yerleşik ve geleneksel askeri mimarisi ile ilgili.

Türk ordusu, ana gücü kara kuvvetlerinden oluşan bir ordu. Ana eksinini Kara Kuvvetleri oluşturuyor ve yüzyıllardır bu durum böyle.

Doğal olarak ordunun komuta kademesinin ağırlıklı ortalaması da KK’nden oluşuyor. Netekim, nihai unvan olan Genelkurmay Başkanı karacılardan çıktığı gibi, KK komutanı olan üst subayın Genelkurmay’ın başına geçeceği de kesin görülüyor.

Doğal olarak ordunun geniş ve temel eksenini oluşturan Kara Kuvvetleri Komutanı’nın daha sık Başbakan’la bir araya gelmesi normal. Öte yandan, özellikle terör konusunda fiili görev yapan güvenlik gücü de Kara Kuvvetleri.

Hal böyle olunca, terör olayları ile ilgili olarak siyasi iktidar ile KKK daha çok bir araya geliyor.

Denizciler ve Havacılar!

Elbette bu durumdan kendine göre yorum çıkaranlar ve spekülasyonlar yaratanlar da olabilir. Bu tatsız kulislerden biri, menşeini Samuel Huntington’un Üçüncü Dalga isimli, Türkiye’de de yayınlanmış eski bir kitabına gönderme yaparak belirginleşiyor.

Bu kitap ordular hakkında ayrı bir bölüm içeriyor ve gelişmekte olan ülkelerdeki darbe eğilimlerine çözüm yolları da sunuyor. Bu yollardan biri de, gelişmiş ülkelerin, askeri müdehale riski taşıyan ordularına askeri yardım yaparken, önce Deniz, sonra Hava Kuvvetleri’ni öne almalarını, Kara Kuvvetleri’ni biraz daha sona bırakmalarını salık veriyor.

Yazan Huntington olunca bu öğüdlere gösterilen ilgi alanı genişliyor. Çünkü onun fikrine göre, Deniz ve Hava Kuvvetleri darbe yapmıyor. İşte Başbakan’ın KK’ne yakın ilgisini bu okumaya bağlayan ama dikkate değmeyecek, buram buram siyaset kokan, zorlama spekülasyonlar da var!

Bu haber 1,351 defa okundu.