CIA, 6-7 Eylül, Bond ve Ergenekon | " /> CIA, 6-7 Eylül, Bond ve Ergenekon | "/>

En Sıcak Konular

CIA, 6-7 Eylül, Bond ve Ergenekon

20 Ağustos 2008 09:52 tsi
CIA, 6-7 Eylül, Bond ve Ergenekon Ian Fleming, yani ünlü James Bond serisinin yazarının, tam da 6/7 Eylül olayları sırasında İstanbul’da, olayların olduğu yerlerde geziniyor olmasını nasıl yorumlamak gerekir?

Yaşar Taşkın Koç / Haber 7

Geçtiğimiz hafta çıkan küçük ama dikkat çekici bir haber vardı; “CIA’in hamurunda Ian Fleming’in hayal gücü var” diyordu başlık.

Haber, James Bond’un da yazarı olan Fleming’in Amerikan Merkezi Haber Alma Ajansı CIA’in kuruluşuna katkıları büyük olduğunu; 2. Dünya Savaşı’nda Amerikan Deniz İstihbarat Başkanı Amiral Godfrey’in asistanı olan Fleming’in, 1941’de yeni bir istihbarat servisi kurulması için 72 sayfalık taslak çalışma yaptığını bildiriyor.

İngiliz servisi MI6’ten de esintiler taşıyan çalışmanın CIA’in kurulmasına yaptığı katkılar nedeniyle, Stratejik Servisler Ofisi’nin başı General Donovan, kendisine üzerinde ‘özel servis için’ yazan bir 38’lik tabanca bile hediye etmiş. Fleming’in buna karşılık jesti de James Bond serisini yazarken, 007’nin sağ kolu Felix Leither’i Vahşi Bill’den esinlenerek ölümsüzleştirmek olmuş…

1941’de Fleming Amerikan Deniz İstihbarat Başkanı’yla yakın mesaide.

Sonra, onun desteğiyle, CIA’nin kuruluş aşamasında bu sefer Stratejik Servisler Ofisi’nin başındaki Donovan’la sıkı temasa geçiyor.

Çok geçmeden de, 1947’de CIA resmen kuruluyor.

O sıra ABD Başkanı Harry Truman. Örgütün merkezi Virjinya eyaletinde Langley’de.
Kuruluş yılları Soğuk Savaş’ın da başladığı yıllar; iki kutuplu bir dünya oluşuyor; her millet ya kapitalist ya komünist bloktan birinde olmaya şiddetle zorlanacağı günlere doğru ilerliyor.

Bütün bu olup bitenlerle bizim ne ilgimiz var?

Akla onlarca şey gelebilir ama bugün soracağımız soru şu;  Ian Fleming, yani ünlü James Bond serisinin yazarının, tam da 6/7 Eylül 1955’teki olaylar sırasında İstanbul’da, olayların olduğu yerlerde geziniyor olmasını nasıl yorumlamak gerek acaba?

Sefa Kaplan’ın 6 Eylül 2001’de Hürriyet gazetesinde, Nazım Kalkavan’ın eşiyle yaptığı röportaj, o günleri anlamak için çok önemli bir gazetecilik başarısı.

Kalkavan’ın eşi, Nazım beyin Fleming’le tanıştığını; James Bond serisinden filme alınan From Russia With Love’ın çekimleri için İstanbul’a geldiğinde buluştuklarını belirtiyor. Flemming’in biyografisi hazırlanırken de, aralarındaki arkadaşlık ve mektuplaşmalar yüzünden Nazım Kalkavan’la da bu çalışma için görüşme yapılmış.

Bu Fleming, sadece masa başında James Bond’ları üreten bir yazar değil; onca ilişkisinin yanında Amerikan ajanlarının gizlice eğitildiği Kanada’daki kamplarda bile kalmış.

Ve sonunda karşımıza 6-7 Eylül olaylarının olduğu gece İstanbul’da çıkmış…

Belli ki İngiliz istihbarat servisleriyle içli dışlı; Amerikalılarla gerek 2. Dünya Savaşı gerekse sonrasında CIA’in kuruluşunda aktif çalışacak kadar samimi birinin o olayların olduğu gün İstanbul’da geziniyor olmasını nasıl yorumlayabiliriz?

O gün, tam da Interpol’ün İstanbul’da Konferansı vardı da onun için geziyordu, diyor tarih.
O zaman soru daha da şenleniyor;

Selanik’te Atatürk’ün evine bomba atıldığı iddiasıyla başlayan ve Hıristiyan azınlığa karşı ciddi saldırılara dönüşen olayların olduğu gün, nasıl oldu da Interpol Konferansı’yla çakıştı?
Yunan tarafının bomba olayında parmağı olduğunu öne sürdüğü o zamanların üniversite öğrencisi sonra İl Emniyet Müdürlüğü’ne kadar yükseldi.

Bomba olayını gazetesinde patlatarak o gün 300 bin gibi rekorlar üstü bir baskı yapmayı akıl edebilen gazeteci sonra uluslararası bir basın ajansının sahibi haline geldi.

Emekli Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu, bir söyleşisinde, Fatih Güllapoğlu’na, Güllapoğlu’nun bile kulaklarına inanamadığı bir cümleyi sıkıştırıyor; “6-7 Eylül olayları da bir Özel Harp işidir ve muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı” diyor ve ekliyor; “Sorarım size, bu muhteşem bir örgütlenme değil miydi?”

Bu isimler halen sağ.

Olaylarla ilgili yine Yunan tarafının suçladığı Orhan Birgit de sağ.

Acaba, hazır Ergenekon meselesi bu kadar hız kazanmışken, çıkıp olayları “yeniden
anlatsalar” nasıl olur?

Ian Fleming, istihbaratçılar üzerine romanlarıyla ünlenen bir yazarın asla tanık olmaktan kaçınmak istemeyeceği o olaylarla ilgili acaba ne yazdı? Yazmadıysa, bir yazar olarak bundan kendini nasıl sakınabildi? İstihbaratçılığı yazarlığına baskın geldiği için mi? Yoksa, zaten James Bond serisi, ucuz bir Soğuk Savaş propaganda aracı olduğu ve dönemin şartlarında şişirildiği için Fleming de mi eserlerine önem vermiyordu?

İstanbul’da o ürkütücü gece yaşanırken, Fleming bir gerçek yazar olsaydı bunları yazmaz mıydı?

Ya da tersinden soralım; yazdıklarının, bir gün, mesela 53 yıl sonra bile, bir soruşturmada birilerinin canını sıkacağını bilecek kadar soğukkanlı bir İngiliz/Amerikan ajanı mıydı?

NOT: Olaylar İstanbul’da büyük çaplı zarar ve infiale neden olduğu için İstanbul ön plandadır ancak olaylar ilk olarak İzmir’de, Uluslararası Fuar sırasında başlamıştır. Fuar alanına göstericilerin başında giren bir askeri jiptir ve içinde de bir albay bulunmaktadır. Aynı gece Ankara’da ise daha düşük dozlu olaylar meydana gelmiştir. Bu konuyla yakından ilgilenen ve bir kitap çalışması yapan bir sevgili arkadaşımız kitabını bitirdiğinde muhtemelen çok daha şenlikli detaylar öğrenebileceğiz.

Konuyla ilgili kimi yazı ve röportajlar için;
http://yenisafak.com.tr/arsiv/2005/eylul/07/tkivanc.html (Taha Kıvanç, Yeni Şafak’ta bu konu üzerine üst üste 3 yazı yazdı)
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?viewid=27404 (Sefa Kaplan’ın Nazım Kalkavan’ın eşiyle yaptığı röportaj)
http://www.tumgazeteler.com/?a=1265569 (Güllapoğlu’nun Tanksız Topsuz Harekat isimli kitabından ilgili bölüm için)

 



Bu haber 1,458 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,542 µs