Neden hep solu konuşuyoruz?

20 Ağustos 2008 18:42 tsi
Bugünkü Hürriyet’te solun Ergenekon davası karşısında üçe ayrıldığından bahsediliyor. Aslında bu minvaldeki ilk haber değil Hürriyet’teki. Aksine habire solu konuşuyoruz. Fakat neden solu bu kadar çok konuşuyoruz? Etyen Mahcupyan’a sordu

Oldukça düşük bir oy oranına sahip olmasına rağmen neden biz sürekli olarak solu konuşuyoruz?

Türkiye’de hayali bir boşluk var ve biz sürekli olarak solu bunun içine yerleştirmeye çalışıyoruz.  Türkiye’nin normalleşmesi için gerekli olduğu düşünülen hayali bir boşluğun içine. Bunun için de kendisine solcuyum diyen herkesle ortaklaşma ihtiyacı duyuyoruz.  Aslına bakılırsa bu ihtiyaç daha çok aydın kesim için söz konusu. Zira bu kesim olanla olması gereken arasındaki gerilim içinde yaşıyorlar. Anadolu insanına bakarsanız böyle bir ihtiyacın olmadığını görürsünüz. Onların mevcut ortamdan memnun olduğunu düşünüyorum. çünkü halk olması gerekenden değil olandan, gördüğünden hareket eder. Fakat aydın, kentli kesim için durum böyle değil… Diğer taraftan bu kesimin toplumun çok da ilgilenmediği konularla ilgili olarak bu kadar tartışmasının da mastürbatif bir yanı olduğunu söyleyebilirim.

Olması gerekeni tayin etme noktasında Türkiye solunun “olması” gereken bir tasavvura sahip olduğunu düşünüyor musunuz?

Bugün Türkiye’de sol dediğimiz insanlar geçmişte kendisine sol diyen insanlar. Hâlbuki ne sağcı olmak ne de solcu olmak bu kadar basit bir şekilde gerçekleşemez… Zaman ve mekân değiştikçe sağ da sol da değişir. AKP’nin bugün temsil ettiği sağla 30 sene öncesinin sağı bir değil…

Bugünkü sol toplumun dışına düşmüştür: toplum için işe yaramaz haldedir. Zamanında yenilgi yaşadıkları için de bir daha yenilmeyeceklerini düşünmektedirler. Sadece geriye dönük bir tavırla meseleleri ele almaktadırlar. Yani bu solun bugünkü tavrını belirleyen şeylerin arasında psikolojik bir boyutu da saymak gerekiyor: Bazı kimselerin bazı bilimsel teoriler yanlışlanmasına rağmen bu teorileri sahiplenmeye devam ettiklerini biliyoruz. Kimi insanlarda yenilgiyi, yanlışlanmayı kabullenemeyen bir tutum ortaya çıkabiliyor. Sol için de böyle bir durum söz konusu.

Diğer taraftan pozitivizm, modernizm ve kemalizm gibi ideolojilerle kurdukları ilişkiler de onları zora sokuyor. Sol bugünün gerçekliğini okumak noktasında zaaf sergiliyor…

Ben de tam bu meseleyi soracaktım: Türkiye solunun fikri anlamda sofistikasyona sahip olduğunu düşünüyor musunuz?

Sofistiaksyon dediğimiz şey sadece fikri düzeyde gerçekleşmek ve gerçekliğin daha iyi bir biçimde açıklanmasıyla alakalı olan bir şey olmak zorunda değildir. Sofistikasyon dediğimiz şey insan kalitesi için de geçerlidir.  Bir diğeri de çevre ile adaptasyon kurabilme yeteneğiyle alakalıdır. Adaptasyon derken çevrenizdekilerle tartışmanızda, fikir alış-verişinde bulunmanızdan ve şekilde kendini yenilemenizden bahsediyorum…

Şimdiki sol toplumla bir alış-veriş yaşayamıyor. Geçen seneler için de çok ciddi anlamda bir düşüş sergilediğini söyleyebiliriz ama kemalistler için söz konusu olan durum solcular için henüz söz konusu olmuş değil. Kemalistler 20’li yıllardan itibaren her geçen senede ciddi bir entelektüel düşüş sergilediler. Bugünse Kemalizmi neredeyse hiç kimse sahiplenmiyor. Zaten sahiplenen olursa da herkes ona saldırıyor. Fakat aynı durum sol için geçerli. Sol da kemalistler gibi toplumun dışına düşmüş olmasına rağmen entelektüeller gayet insani bir tavırla sola karşı sert davranmıyorlar. Çünkü sol mağdur; kemalistler öyle değil.

Şimdiye kadar sola karşı gösterilen bu insani tavırda, solcuların Ergenekon davasında aldıkları tavır yüzünden bir değişiklik olmaya başlayacak mı dersiniz?

Ergenekon benim için sürpriz değildi. Zaten bunu da yazdım. Geçenlerde Cemil Ertem yazısının son paragrafında Hrant’ın Birgün gazetesinde çalışırken bazılarının Ermeni olduğu için atılmasını istediklerinden bahsediyordu. Bu aslında solun ne hale geldiğini gösteren bir tablodur. Son derece ırkçı-milliyetçi bir tavır sergilenmiş. Eskiden insanların arasında ideolojik olarak fark varken şimdilerde oldukça insani noktalarda farklar ortaya çıkartılmaya başladı.

Benim müptesel sol dediğim şey tam da budur. Hrant’ı dışlayan bir sol.

Bunu solun geneline teşmil ediyor musunuz?

Hayır, ama solun sorunu bu tür kişileri ve tutumları kendi içinde temizleyememek. İyi olanlar da kötü olanların yanında kötü oluyorlar maalesef.  Onun için solun derhal şeffaflaşması ve kendiyle hesaplaşması gerekiyor.

www.iyibilgi.com özel Erkam Can           

Bu haber 691 defa okundu.