En Sıcak Konular

Sarkozy'nin annesi BTC'yi kurtarır mı?

25 Ağustos 2008 13:00 tsi
Sarkozy'nin annesi BTC'yi kurtarır mı? Soru şu: Rusya, BTC'nin yedek vanasını Fransa'ya mı veriyor?

Gürcistan üzerinden ivmelenen taze Soğuk Savaş’ın ana aktörleri sayılan ABD-Rusya denkleminde, Ankara’nın kaale almadığı Sarkozy’nin özel bir durumu ortaya çıkmak üzere. Soru şu; Rusya, BTC’nin yedek vanasını Fransa’ya mı veriyor? Tehlikeli soru: ABD ve İsrail Paris’i destekliyor mu? iyibilgi Ankara

Paris’in, Rus-Gürcü savaşında Sarkozy’li-ki aktörlerin yeri değiştirilerek de yazılabilir-arabuluculuğu, kısmen Fransa’nın küresel oyunda yeni karakter olarak hevesine kısmen de Avrupa-ABD-Rusya denkleminde artık öne çıkma arzusuna bağlandı.

Sadece bunlar doğru değil. Başka doğrular da var Fransa’nın “girişimciliği” üzerine. Ama Rusya ziyaretinde, “Türkiye’nin gölgesinde kaldığı”, Moskova’nın Sarkozy’e “dirsek gösterip”, Başbakan Erdoğan’ı kucakladığı yönündeki teşhisler bütün doğruyu yansıtmıyor.

Tersi olmadı elbette ama Sarkozy terslenmedi. Terslenmediği gibi krizin bugün gelinen noktasında, “Sarkoz-Rusya barış anlaşmaları”nın (Rusya’nın tabiri aynen budur), ABD’yi kelimenin tam anlamıyla “çileden çıkaran” bir hamle ile karşılaşmasına neden oldu.

Bu hamle, basında da sık sık adı geçen “Poti” ile ilgili. Rusya, Washington’un “çabuk, çabuk” ikazlarına rağmen, “ağır ağır” Gürcistan’dan çekilirken, “Poti”den ayrılmayacağını açıkladı.

İşte Beyaz Saray’ın şafağını attıran da bu oldu. Çünkü Poti, bölgeyi kriz alanı olarak tanımlayan “Karadeniz Enerji Yolları” tanımının önemli bir kavşağı, pek bilinmese de.

Daha doğrusu bir “yedek kapı”.  Moskova’yı hiddetlendiren, Avrupa ile Türkiye üzerinde “enerji tekeli” olmasını kıracağı “söylenen” Bakü-Tiflis-Ceyhan hattının “yedek kapısı”.

İşte Rusya buradan çekilmeyeceğini açıkladı. Basit bir okumayla bu deklerasyon, “BTC’nin yedek anahtarını ben elimde tutacağım” demek ki, olası bir başka krizde akamete uğrayacak BTC’nin tamamen kilitlenmesi anlamına geliyor.

Bölgenin konumu ve aktörlerin pozisyonu elbette önemli ama Poti açıklaması ayrıca stratejik bir başka boyuta denk düşüyor.

Fransa-Sarkozy’nin bu hamledeki rolü ne?

Diye sorulduğunda, çok anlamlı ve derin analizlere gerek yok. Zira, bizzat Kremlin, Poti’de kalacağına ilişkin resmi açıklamasından, Sarkozy’nin Rusya ziyareti sırasında el sıkışılan anlaşmanın ülkesine bu hakkı tanıdığını söyledi!

Devletler Hukuku açısından uzun uzun tartışılarak, böyle bir karara imkan verip vermediği tartışılır bile olsa, Sarkozy-Rusya anlaşmasının bir de bizzat ABD tarafından alenen desteklendiği düşünüldüğünde (!) hatta bir (!) daha, konunun ne denli netameli olduğu ortaya çıkabilir.

Bu durumda, Fransa’nın “Bakü-Tiflis-Ceyhan Projesi”nde yer aramak, bulmak diyebiliriz, arzusunun sınırı ortaya çıkıyor! Ama mesele bu kadarla da kalmıyor. Fransa’nın bölge ve enerji yolları üzerindeki etkisi farklı niteliklerle de önümüze gelebilir.

Gürcistan’ın Rusya’ya karşı çeşitli ülke ve yollarla desteklendiği “iddiası”nın bir parçası da İsrail ile ilgili!

Rusya, Gürcistan silahlı kuvvetlerinin hem eğitim ve hem de silah-araç-gereç bakımından Tel Aviv tarafından hayli desteklendiğine kalben inanıyor. Bu inanç, Rusya’nın tepkisinden bir payın İsrail’e düşeceği fikrini de şu sıralar hayli kuvvetlendirilmiş halde.

Türkiye’nin İsrail-Suriye görüşmeleri sırasında tam da önemli bir aracı rolü üstlendiği, neredeyse dünyanın tamamı tarafından övüldüğü zaman diliminde, Suriye’ye Rus füzeleri vereceğini açıklaması, hatta bu silahların İsrail’le limoni olan bazı örgütlerin eline de geçeceği söyleminin dillendirilmesi, İsrail’e kesilecek Rus faturasının bir parçası olarak görülüyor.

Bu durum da tıpkı BTC-Poti denklemine “fark ettirmeden” el atan, Fransa’nın önemli rol oynamasına neden olabilir!

Bu denklemin parametreleri arasına, Sarkozy’nin “aile kökleri” de dahil edilebilir belki ama, komplo teorilerinden ziyade elle tutulur somutlukları önemli sayanlar için, Paris patronunun Ortadoğu ziyaretleri sırasında “Knesset”de vaadettikleri, Rusları teskin etmekte ayrı bir denklem kurabilir.

Görünen o ki, Fransa bu bölgede tahmin edilenden daha güçlü bir rol oynayacak ve tamamen kendi başına hareket ettiği de söylenemez.

Hele bu tabloya, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin “yeni ve olası gelişmeleri” eklendiğinde, uzun süredir “bozuk” olan Ankara-Paris ilişkileri de iyice düşünülmesi gereken açılımlara neden olabilir!



Bu haber 867 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,567 µs