Ak Parti'yi bekleyen en önemli tehlike

25 Ağustos 2008 13:58 tsi
Sözde devletin bekası amacıyla oluşturulduğu öne sürülen yapı, devletin bir değil bütün organlarına yapışmış; onu, on bin kere ölmekten beter etmiştir. Bu karanlık yapı karşısında, "şu andan itibaren" hükümetin en büyük hatası ne olur?

Şu andan itibaren hükümetin en büyük hatası ne olur?

AK Parti Hükümeti'nin şu andan itibaren -hem kendisi hem de Türkiye adına- yapacağı en büyük hata, Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) davasını hafife almak olur.

Çünkü ETÖ sadece geride kalan 6 yıllık iktidarı döneminde, AK Parti'yi alaşağı etmek için binbir türlü yol deneyen karanlık bir organizma değil.

Bu yapı aynı zamanda Türkiye'nin -yoğunlukla- son 40-50 yılını bitmeyen kabuslar içinde geçirmesinin kanlı mimarıdır.

Hiç ilgisiz gibi görünen hain eylemlerin arkasına, derinine bakıldığında bir noktada mutlaka ETÖ bağlantısı görülür.

Hemen bütün ekonomik, siyasi krizlerin zemini ve sonucu bu yapı tarafından hazırlanıp, planlanmıştır.

Hortumun, hırsızlığın, yolsuzluğun bütün illegalitenin birikimini akıttığı ana havuz ETÖ'ye aittir.

Uyuşturucunun, kapkaçın, gaspın arkasında bu yapı vardır.

Etnik, bölücü ve mezhepsel terör örgütleri nihayetinde bu derin yapının taşeronlarıdır.

Sözde devletin bekası amacıyla oluşturulduğu öne sürülen bu karanlık yapı, gerçekte devletin bir değil bütün organlarına yapışmış onu, on bin kere ölmekten beter etmiş, iflah olmaz bir kene gibidr.

Bugün "Ergenekon'un avukatıyım" diyenler bir yana, devlet hiyerarşisi içinde bulunup, örgütle mücadele noktasında gayr-ı ciddi davranan, "abartmayın" diyen, savuşturma taktikleri uygulayan, kısacası üzerine düşeni gerektiği gibi yapmayan herkesin, örgütle bir biçimde ilişkisi olması muhtemeldir.

Gerçek devletin büyük bir cesaretle başından yakaladığı bu yılan, kendisini tutan elin milim gevşediğini hissederse, başta o elin sahibi olmak üzere, düşman bellediği herkesi ısıracak, dişleyecek, zehrini son zerresine kadar zerkedecektir.

Bu bağlamda İstanbul Organize Suçlarla Mücadele Şubesi'ne yapılan son baskın çok iyi irdelenmelidir.

Kimileri yapılan operasyonun "baskın" şeklinde adlandırılmasından rahatsız oladursun, "baskın" kelimesi belki de yapılan eylemi tanımlayacak en masum ifadedir.

Gelişim süreci baştan sona garipliklerle dolu bu operasyon, bizzat hükümetin en yetkili kişisi olan Sayın Başbakan tarafından ele alınmalı, bütün detaylarıyla araştırılmalıdır.

Operasyon için istenen iznin, iktidar partisine açılan kapatma davasının, karar aşamasına gelindiği günlere rastlaması çok manidardır.

Bunun raslantısal bir durum olduğunu düşünmek ortaya çıkan bütün gerçeklere rağmen olan bitenden zerre miskal bir şey anlamamak demektir.

Bugün ülkede cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir yoğunlukta; bombalama, mayınlama, uzaktan kumandayla patlatma eylemleri oluyorsa, resmi-sivil yüzlerce insanımızın canı feci bir şekilde yanıyorsa, bunun tek bir anlamı, tek bir sebebi vardır.

O da örgütün köşeye sıkışmış olmasıdır.

Bu sebebi doğru okuyanların karşısına ise iki yol çıkacaktır:

Korkup geriye çekilmek...

Cesaretle üzerine gitmek...

Korkunun ecele faydası olmadığı bilinen bir gerçektir.

Ve aydınlık ancak karanlığın sükutuyla hüküm ferma olabilir.

samanyolu haber

Bu haber 380 defa okundu.