En Sıcak Konular

'Doğal afetler ilahi ceza değildir'

26 Ağustos 2008 17:57 tsi
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, doğal afetlerin Allah’ın bir cezası olmadığını söyledi.

Türk Kızılay’ı ve Diyanet İşleri Başkanlığı işbirliği ile din görevlileri doğal afetlere karşı eğitilerek toplumun bilinçlenmesinde etkin rol alacak.

Bu çerçevede düzenlenen seminere katılan Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, doğal afetlerin Allah’ın bir cezası olmadığını söyleyerek “Doğal afetleri yaratan Allah’tır; ancak doğal afetler ilahi bir ceza değildir. Hayatın tabi akışı içerisinde tedbir almamız mümkün olan bir sınavdır. Aklı olanlar, aklını başına alanlar bu afetleri çok kolay atlatılıyorlar” dedi.

Kocatepe Cami’nde düzenlenen Türk Kızılay’ı ve Diyanet İşleri Başkanlığı işbirliğinde yürütülen “Toplum Liderlerinin Teşkilatlandırılması Projesi Afet Zararlarının Azaltılması ve Toplumu Harekete Geçirme Programı” seminerine Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali ve Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara katıldı.

-ÖĞRETMENLER, MUHTARLAR VE DİN GÖREVLİLERİ ÖNEMLİ TOPLUM LİDERLERİ-

Afet seminerinde konuşan Türk Kızılayı Başkanı Tekin Küçükali, öğretmenler, din görevlileri ve muhtarların toplum liderleri olduğunu söyleyerek “Bu kişiler toplumun bilinçlenmesinde önemli rol oynarlar. Bu toplum liderlerinin bir araya gelerek yaptıkları çalışmalar ile sıkıntıları atlatmada çok ciddi kolaylıklar elde ediyoruz” dedi. Güngören’deki patlamaları örnek veren Küçükali, “Bu konu şu anda gündemden düşmüş olsa da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın din görevlileri ile Kızılay tarafından yakından takip ediliyor. Neden? Çünkü o insanların acıları hala dinmedi ve desteğe ihtiyaçları var. İşte toplum liderleri bu konuda önemli görevler üstleniyorlar” diye konuştu. Küçükali, yine Güneydoğudaki sel felaketinde din görevlileriyle birlikte çok ciddi çalışmalar yaptıklarını ve kendilerinden ciddi anlamda istifade ettiklerini de söyledi. Küçükali, “Afet günlerinde insanlar birbirine yardım için ciddi şekilde yarışır. Esas olan birlik ve beraberlik, gönüllerdeki birlik ve beraberliktir” dedi.

-BİR İNSANIN ACISI VARSA ONUN DİNDİRMEK ZORUNDA OLAN İLK KİŞİ DİN GÖREVLİSİDİR-

Afet seminerinin bir başka konuşmacısı olan Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, bu projedeki amacın toplumun bilinçlenmesinde din görevlilerini devreye katmak olduğunu söyledi. Bu programın din görevlilerini eğitme projesi olmadığına işaret eden Bardakoğlu, “Burada il,ilçe müftüleri ve vaizleri eğitici olarak hazırlıyoruz. 12 ilde yaptık. 13. il olarak Ankara yer alıyor. Hem öğretmenlerimiz hem muhtarlarımız hem de din görevlilerimiz eğiterek, toplumu eğitmeleri konusunda onları bilinçlendiriyoruz” dedi. Bir insanın bir acısı varsa onu dindirmek zorunda olan ilk kişinin din görevlisi olduğuna işaret eden Bardakoğlu şunları söyledi:

“Çocuklarımızı, geleceğimizi düşünüyorsak öncelikle doğal afetlere karşı tedbir almaya önem vermeliyiz. Allah bize akıl vermiş. Doğal afetleri yaratan Allah’tır; ancak doğal afetler ilahi bir ceza değildir. Hayatın tabi akışı içerisinde tedbir almamız mümkün olan bir sınavdır. Aklı olanlar, aklını başına alanlar bu afetleri çok kolay atlatılıyorlar. 7 büyüklüğünde deprem oluyor ve tek bir insanın burnu kanamıyor. Seller öteden beri var. Sellere, depreme, afetlere karşı insanın tedbir alma kabiliyeti de var. Önemli olan bu kabiliyetin kullanılması, iradelerin eğitilmesidir. Sadece bu belediyelere, yasalara bırakmak doğru değil. Tabi biz de bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı olarak sorunu çözeriz diye yola çıkmadık. Din görevlilerimizi eğittik. ‘Artık deprem konusunda toplumsal bilinç oluştu. Depremden kim korkar’ şeklinde bir yaklaşıma sahip değiliz. Bu sadece atılması gereken 20-30 adımdan bir tanesi. Biz üzerimize düşeni yapmaya çalıştık. Her kurumun, her şahsın bu konuda yapması gerekenler var. Çok acı günler yaşadık. Marmara depremi gibi. Ve kamu görevlileri, din görevlileri olarak görevlerimizi çok iyi yerine getiremedik. Zaman zaman sınıfta kaldık. Şimdi onlar da bize ders oldu. Dedik ki afetlere karşı tedbir almayı, akıllı olmayı bir ödev bilelim. Ve bu konuda toplumsal bir bilinç oluşsun, çocuklarımızı uyaralım. Herkesi bu konuda sorumluluğa çağıralım.”

-AFETLER SADECE MADDİ DEĞİL, DERİN MANEVİ YARALAR BIRAKIYOR-

Deprem olduğunda yaraların sarılmasının da öğrenilmesi gerektiğini ifade eden Bardakoğlu, “Deprem bir maddi hasar yönüyle yaralıyor. Bir de insanların ruh dünyasında bıraktığı derin izler oluyor” dedi.

Bardakoğlu şunları söyledi:

“Ekonomimiz el veriyor ise, el birliğiyle maddi imkanları birleştirerek depremin yarattığı maddi hasarı giderebiliriz. Ama bir de insanların manevi, ruhi acılarını, psikolojik boşluklarını tedavi etmemiz gidermemiz lazım. Bu sadece din alanında değil. İnsanların deprem sonrasında çok ciddi ruhi sarsıntılar geçirdiğini gördük. İnsanların kaderiyle, toplumla, aileleriyle ilişkileri sarsılıyor. Kendini yalnız ve herkesi kendine uzak hissediyor. Halbuki biz deprem sonrasında öyle tedbirler almalı, öyle adımlar atmalıyız ki o insanlar hem rabbiyle barışık olmalı hem de toplumu milletiyle barışık olmaya devam etmeli. Çocuğunu yakınını kaybetmiş insanların, ayakta kalmasına, dik durmasına yardım etmek zorundayız. Depremin yaralarını sarma deyince hem maddi hem de ruhi psikolojik boyutunu birlikte düşünüyoruz. Ve her ikisinde de din görevlilerine büyük görevler düşmektedir.”

-SADECE DOĞAL AFET DEĞİL BİR DE İNSAN ELİYLE ÜRETİLENLER VAR-

Afet denilince sadece maddi, doğal afetlerin akla getirilmemesi gerektiğine işaret eden Ali Bardakoğlu, “Asıl afetler insanların elleriyle yapıp ettikleriyle, insanlarca üretilen afetlerdir” dedi. Bugün dünyada, insanoğlunun hırsı, bencilliği acımasızlığı ve bir avuç çıkar için neleri yapabileceğinin göz önünde olduğunu ifade eden Bardakoğlu şöyle devam etti:

“Bir avuç çıkar için ülkeler birbirini işgal ediyor. Dünya kan gölüne döndü. Ve yaşanmaz bir dünya haline geldi. Dünyanın maddi, fiziki imkanları çar çur edildi ve hoyratça kullanıldı. Bugün, dünya açlıkla, kıtlıkla karşı karşıya. Allah'ın bize verdiklerini çok hoyratça kullandık. Nimetleri kaybettiğimizde değerini daha iyi anlıyoruz. Bugün su sıkıntısı ile karşı karşıyayız. Eskiden tasarruftan bahsettiğimizde çok anlam ifade etmezdi. Peygamber ‘önünüzdeki akan ırmaktan suyu kullansanız bile tasarruflu kullanın’ demiş. Nimetleri tasarruflu ve paylaşarak kullanmamız gerekiyor. Paylaşmasını bilemediğimiz için birbirimize düşüyoruz.

Hem doğal afetlere karşı tedbirli olmamız, afetlerin meydana getirdiği yaraları sarmamız hem de insanların kendi elleriyle ürettikleri yanlışları, hataları hak ihlallerini, insanları bu konuda eğiterek, bilinçlendirerek aşmamız gerekiyor.”

-ÇÜRÜK EV YAPMAK CİNAYETTİR-

Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, çürük ev yapan müteahhitlerin sorulması üzerine bu konunun sadece yasalara ve yargıya bırakmanın yeterli olmayacağını belirterek “Çürük ev yapan müteahhitler cezasını yargıdan çeker dersek bu yetmez, yetmediğini de gördük” dedi.

Bardakoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Çürük ev yapmanın bir cinayet olduğunu insanlara anlatmalı ve insanlar bu konuda ortak bir bilinçle sorumluların ve yanlış yapanların yakasına yapışmayı bir insanlık görevi bilmeli. Depreme dayanaksız, malzemeden çalarak, kurallara uymayarak, yönetmeliklere uymayarak zayıf, çürük bina yapmak cinayettir. Bir insanlık suçudur, insanların canını hiçe saymaktır. Hem Allah katında büyük bir günahtır hem insanlar katında yüz kızartıcı bir suçtur.”

hurriyet.com.tr


 
 
 
 



Bu haber 849 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,251 µs