En Sıcak Konular

Türkiye parçalanan haritanın neresinde

27 Ağustos 2008 11:28 tsi
Türkiye parçalanan haritanın neresinde Tüm çatışmalar Türkiye'nin çevresinde... Ankara ne yapmalı?

Rusya ve Gürcistan arasındaki sorun artık yeni bir dönemin başlangıç noktası olarak kabul görüyor. Soğuk savaş sonrası dönem bitti… Artık yeni uluslar arası düzenin temelleri atılıyor. Irak'tan İran'a, Kosova'dan Gürcistan'a yeni düzenin 'kurucu savaşları' Türkiye'nin sınırlarında... iyibilgi özel

Soğuk Savaş’ın bitişini ilan eden Berlin duvarı yıkılınca Francis Fukuyama’nın tarihi tezi ‘Tarihin sonu’ şüphesiz bir zafer sarhoşluğunu yansıtıyordu. ‘Batı’ Soğuk Savaş’ı kazanmış, ABD için tek kutuplu bir dünya başlamıştı. Çünkü Sovyet bloku çökünce ABD’nin gücünü dengeleyecek ikinci bir aktör ortadan kalkmıştı.

Ancak sadece 18 yıl sürdü bu hegomonya… 1990’ların sonunda dünya huzursuzlanmaya başladı. 1998 yılında ilk kez Rusya ve Çin ortak  bir açıklamayla tek kutuplu dünyaya karşı çıktıklarını, dünyanın tek kutuplu hegemonik düzende yeni dengelere ihtiyaç duyduğunu duyurdu. Aynı dönemde Türkiye’de bile ABD karşıtlığının artmaya başlaması, 2006 yılında Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın ağzından ABD’yi eleştiren, ‘tek yanlı politikaların’ tehlikesine işaret eden konuşmalarla ön plana çıktı. Dünya 2000’li yıllara gelindiğinde oldukça hareketlenmeye başladı. 11 Eylül saldırıları gerçekleşti… Batı ittifakı Doğu Avrupa ve Balkanları kendi yanına çekmeye başladı. Aynı zamanda ABD Afganistan ve Irak’a saldırdı. Diğer yandan transatlantik ittifakın karşısına 2050 yılında dünya ekonomisine hakim olması beklenen BRİC ve Şangay beşlisi çıkmaya başladı. Dünya kımıldandı…

Elbette şu anda bile ne askeri harcamalarda ne de ekonomik ve teknolojik güç olarak ABD’nin yanına kimse yaklaşamıyor. Ancak bunun böyle gitmeyeceği muhakkak. Dünyanın tek kutuplu ve tek merkezli yapısı parçalanıyor. Hindistan, Brezilya, Güney Afrika, Malezya gibi ülkeler yükselişte… Rusya ve Çin açıkça Batı’ya meydan okuyor…

Türkiye'nin konumu artık daha önemli

Peki, Türkiye bu resimde nerede duruyor? Dünya yeni dengelerin kurulduğu, iki kutuplu değil, çok kutuplu bir sisteme bürünürken Türkiye’nin konumu ne olacak? Ne olmalı?

Soğuk Savaş bittiğinde kimi uzmanlar ‘Türkiye’nin artık bir önemi kalmadı’ demişti. Ancak her geçen gün yaşanan gelişmeler Türkiye’nin öneminin hayati olduğunu gözler önüne seriyor. Dünya ile ilgili her hangi bir planı olan hiçbir güç Türkiye’yi hesaba katmadan adım atamayacağını artık biliyor.

Şüphesiz Türkiye dünyanın bir numaralı ülkesi değil. Dünya sıralaması hesaba katılırsa dünyanın en güçlü ülkesi de değil… Potansiyeli olan ancak bu potansiyelini bir türlü harekete geçiremeyen bir ülke. Türkiye’nin ekonomik durumu ortada… Örneğin Türkiye’nin gayrı safi milli hasılası 400 milyar dolarsa, bu Rus enerji devi Gazprom’un fiyatına eşit. Rakamlar üzerinden bakarsak Türkiye ile diğer devler arasında uçurum var…

Ama işte güç sadece ‘para’ değil… Her ne kadar eğitim sorunları yaşasanız da nüfus, teknolojik innovasyonda parmakla gösterilmeseniz de askeri güç, çok ‘para’nız olmasa da tarihi ve kültürel bağlarınızla bölgede oluşturduğunuz nüfuz bir ülkenin gücüne katkı yapıyor, hatta bu gücü belirliyor.

Tüm 'kurucu' çatışmalar Türkiye'nin çevresinde

Türkiye tarihin kendisine altın tepsi içinde hediye ettiği çok stratejik bir bölgede… Bu o kadar çok tekrarlandı ki artık söylendiğinde heyecan uyandırmıyor, hatta çok sık tekrarlanması içeriğini boşaltıyor. Ancak uluslar arası ilişkilerde son yıllarda yaşananlar bu önermenin içini güçlü bir şekilde dolduruyor.

Şunu soralım: Yeni dünya kurulurken bu sürecin en önemli durakları ve kırılma noktaları nelerdir? Sayalım: Kosova’yı bağımsızlığa taşıyan süreç… Doğu Avrupa ve Balkanların AB ve ABD ile aynı safa geçmesi… Ukrayna ve Gürcistan’daki renkli devrimler… Irak ve Afganistan savaşları… Yarım asırlık İsrail-Filistin çatışmasının kritik bir dönemece gelmesi… İran ile yaşanan nükleer kriz… Son olarak Rusya-Gürcistan savaşı…

Bu olaylar arasındaki en büyük ortak özellik nedir? ABD’nin olayların tarafı olduğu gerçeğinin dışında Türkiye’nin de yaşananların tam merkezinde olduğu gerçeği… Türkiye Kosova’ya müdahale edilirken oradaydı… Türk savaş uçakları Belgrad vurulurken bomba bırakanlar arasındaydı… Kosova’yı ilk tanıyanlardan birisi Türkiye’ydi… Kosovalılar için Türkiye çok önemli… Ukrayna ve Gürcistan’daki renkli devrimler… Türkiye yine oradaydı… Örneğin kimse bilmez ancak Ukrayna’daki devrimin mihenk taşı gösterilerde, bir çadıra önce dikilen ardından esrarengiz bir şekilde kaldırılan ay-yıldızlı bayraktı. Türkiye bu devrimleri hep destekledi, ancak açıktan değil. Ukrayna Türkiye’nin uzak komşusuydu, Gürcistan ise sınır komşusu… Türkiye Afganistan ve Irak’taydı da ayrıca… Afganistan’ın imarına yaptığı katkı göz doldurdu. Ancak Irak’ın istikrara kavuşmasında Türkiye’nin katkıları yabana atılamaz. Eğer ABD Irak’tan 2011’in sonuna kadar çekilmeyi kabul etmişse bunda Irak’ın yeniden istikrar kazanmaya başlamasının payı büyük. Irak’ın istikrar kazanmasında özellikle Sünnilerin siyasi sürece katılmasının sağlanması önemli rol üstleniyor. Şimdi soralım: Sünnileri siyasi sürece kim kattı? Sünniler, Irak’taki diğer gruplarla ve ABD ile görüşmelerini hangi başkentte yaptı? Cevap: Ankara’da… Sünni grupları siyasi sürece katılmaları için kim ikna etti: Ahmet Davutoğlu’nun ağırlıklı etkisiyle Türk Dış İşleri… Bir adım öne gidelim: Yarım asırlık İsrail-Filistin ve İsrail-Suriye görüşmelerinin mimarı kim? Yine Türkiye… İran ile yaşanan kriz, hemen yanıbaşımızda, doğu sınırımızda… Türkiye bu krizin neresinde? Geçtiğimi haftalarda İstanbul’da yaptığı ziyaretle Ahmedinecad’ın ortaya koyduğu gibi… Tam göbeğinde… Peki, Rusya-Gürcistan savaşı… O da Türkiye’nin hemen sınırında… Yani yeni süreci belirleyen tüm savaş ve çatışmalar ya Türkiye’nin sınırlarında oluyor, ya da açık ve yakın nüfuz alanında…

Türkiye'den taraf olması beklenecek

Hal böyleyken Türkiye’nin bunlara kayıtsız kalması mümkün mü? Tarihi sorumluluk ve reelpolitik gereği değil… Türkiye istemese de kendisini bu çatışmaların ortasında buluyor. Çünkü Türkiye böyle bir jeopolitik konumda. Bu konum Türkiye’yi aktif olmaya, süreçleri izleyen değil yöneten olmaya itiyor. Kurulan yeni dünya düzeninin Türkiye’ye biçtiği rol bu: Türkiye istese de istemese de olayların ve gelecekteki çatışmaların tam göbeğinde olacak. Türkiye’den istese de istemese de taraf olması beklenecek. Rusya’nın, ABD’nin, AB’nin hatta İran’ın beklediği gibi Ankara’nın desteği farklı hesapların yanında istenecek. Bu yüzden atılacak adımlara çok dikkat etmeli.

iyibilgi.com/Yahya Bostan



Bu haber 1,790 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,249 µs