Obama’nın ‘ömrü’ ne kadar uzadı?

27 Ağustos 2008 15:26 tsi
Demokrat Parti Kongresi’nde Barack Obama’ya suikast yapılacağı ortaya çıktı. Tetikçiler yakalandı. Tabii akla hemen Hillary Clinton’un, ‘Kennedy’ göndermesi geldi. Ama iyibilgi’nin aylar önce yazdıkları gelmedi. Şimdi y

Obama’nın ABD’li sevenleri ile Türkiye’deki fanları müsterih olabilir. Obama’ya yönelik suikast girişimlerinin şimdilik, “belirsiz bir süre” gündeme gelmeyeceğini, gelse dahi akamete uğrayacağını söyleyebiliriz.

Nasıl bu kadar kesin konuştuğumuzu elbette açıklayacağız. Ama önce kısa bir anımsatmada bulunalım.

Obama, ABD Başkanlığı’na adaylığını açıkladığı ilk günden bu yana, kendisine yönelik bir tehtidin varlığı hep imâ edildi durdu.

İş o raddeye geldi ki, bizzat resmi rakibi olan Hillary Clinton bile, ‘yarıştan çekilmesi yönündeki telkinlere, “aceleye gerek yok Kennedy’i unuttunuz mu” diye yanıt verdi.

Tabii bu süre içinde, belki söylenenlerden ilham belki gerçekten de aba altından sopa gösteren bazı adamların suikast girişimleri de sonuca ulaşamadan bertaraf edildi.

Nihayet evvelsi gün, bugün yapılan DP Kongresi sırasında Obama’ya suikast düzenleyeceği anlaşılan bir grup tetikçi FBI tarafından ele geçirildi.

Obama’yı öldürmek! Neden?

Peki Barack Obama’ya yönelik saldırı iddiaları neden bu kadar yoğun ve sık biçimde gündeme geldi? Bu sorunun basit yanıtı, Obama’nın profilinin ABD’nin geleneksel yönetici sınıfının “hassasiyetleri”ne uymaması.

Gerçek bu kadarla ifade edilebilir ama daha da kısaltmak mümkün. Siyahi liderin “değişim” üslubu, ve bu “kelime”yi seçim kampanyasının temeli yapması bunun nedeni sayılabilir.

Obama neredeyse “düne” kadar ABD “müesses nizamı”na ters duruyordu. Fakat ve nihayet Joe Biden’i kendisine Başkan Yardımcısı olarak seçmesi bir tür “uzlaşı”nın işaretini verdi.

Ve bu zımni mutabakat, Obama’ya ümit bağlayanları biraz hayal kırıklığına uğratacak olsa da, Obama’nın ömrünü-siyaseten-ve belki gerçekten uzattı.

Obama, belki daha önce gördüğü “sisteme karşı olmanın zorluğu”nu taviz vererek kabul etti. Artık rahatlıkla söyleyebiliriz ki, şekli ve sansasyonu bol “değişim” gösterileri devam edecek ve eğer Beyaz Saray’a girmeyi başarırsa “göze sürme” babından icraatlar yapacak.

Ama ne yaparsa yapsın “değişim” olmayacak. ABD’nin küresel dengeler ve yüksek çıkarlar üzerine kurulmuş “mutlak” (!) gücüne boyun eğecek. Boyun eğme, itaat sayılır, ömrü de uzayacak!

Bu haber 878 defa okundu.