'Dişli'lerden kurtulmak bu kadar zor mu?

28 Ağustos 2008 15:44 tsi
iyibilgi AK Parti'nin 'karın boşluğu'nu yazıyor...

Selefleri ile kıyaslandığında AKP iktidarına yönelik ‘ayyuka çıkmış’ yolsuzluk iddiaları sınırlı kaldı. Bu, AKP temiz veya kirli demek değil. Muhalefet de bu konuyu taktik olarak sonuç alıcı görmedi. Ta ki Şaban Dişli olayına kadar. Bu olay AKP’nin ‘karın boşluğu’ olabilir. iyibilgi Ankara

Başbakan Erdoğan’ın ekibinde bulunan her kişiliğin ardında duruş biçimi, politikaya atıldığı ilk günden bu yana, “sadakat ve güven”in bir ifadesi olarak görüldü.

Fakat bir lider için meziyet sayılan bu özellik “herkes” için geçerli olduğunda, seçmen tabanı ile bir problemin çıkması kaçınılmaz. AKP’nin iktidara seçiliş gerekçelerinden biri ama kuvvetlisi, “Müslümen adam yemez!” inanışı ne ölçüde bilinmez ama bugün de devam ediyor.

Ancak bu inanışla Başbakan’ın “herkes”in ardında bir adım gerilemeden duruşu, AKP seçmeninin “kendi seçtiği ve inandığı için" seçtiklerini sorgulamayacağı zikrine dayanıyor.

Ve bu biraz karmaşık duran siyaset bilimi psikolojisi, AKP seçmeninin, “bir dakika, hesap sormam demedim, sorarım” diyeceği günü yaklaştırabilir.

Çünkü, “yenmemesi için iktidara getirdiklerinin 'sorumluluğunu da ‘aynı inançla taşıyan' muhafazakar bir kesimin varlığını kabul gerekiyor AKP içinde!

Şaban Dişli’ye yönelik iddialar aslında bu tehlike karşısında çok büyük bir olay değil. Dişli’nin bir kusuru varsa bunu zaten mahkemeler düzeltir. Yoksa da zaten sorun yok. Ancak mesele, “var olup olmadığını bilmeden herkesin arkasında durulması”!

Bu yöntem eninde sonunda duvara toslar. Başbakan’ın kendisine yakın olan herkese kefil olması mümkün olmadığı gibi akil de değil. Ama dediğimiz gibi, bu prensip zamanla çok daha büyük bir itirazı kendi tabanından karşısına dikebilir.

Muhalefetin fark ettiği

Her zaman muhalefet yapmamakla ve iktidardan bir şekilde kaçmakla suçlanan CHP açısından ise bu konu, muhalefet yapmanın “şekli”ni anımsatmış olmalı. Çünkü CHP’liler de farkında ki, CHP’nin her zaman tekrarladığı politik veçheler üzerinden yaptığı muhalefet, potansiyel seçmenleri yeterince çekmiyor.

Oysa bu olay CHP’nin medyadan bile yüksek not almasına yol açtığı gibi, AKP içinde de ciddi ama sessiz tartışmalara yol açtı. Herkes biliyor ki, Başbakan’ın suskunluğunun nedenini, “ne biliyor ki sessiz kalınıyor”a kadar götürenler var Ankara’da.

Peki iktidar partilerinin her zaman büyük sorunu olmuş, çoğu zaman koltukların devrilmesine yol açmış “corraption” dişlilerinden kurtulmak mümkün mü?..

Mümkün! Bunun için “aradakilerin” yani, AKP Genel Merkezi ile Hükümet üyelerinin kendi içlerindeki sorunlar için yapacakları olabilir ama çok değil.

Önce “baştaki”nin kuralı uygulaması gerekiyor. Yoksa alttaki, yani seçmen uygular. Peki kural ne? Basit, kim olursa olsun affetmemek!

Soru ise şu; AKP'nin kefil olduklarına AKP seçmeni ne kadar kefil?

Bu haber 1,144 defa okundu.