En Sıcak Konular

AB kararı daha da kötüleşebilir

0 0 0000 00:00 tsi


Ankara şu anda çabalarını önceki gün AB Komisyonu'nun sürpriz bir kararla erken açıkladığı tavsiyelerinin 14-15 Aralık zirvesinde daha da ağırlaşarak karara dönüşmemesine yoğunlaştırmış bulunuyor. Sorduğunuzda, diplomat ve siyasetçiler, size kararı geri aldırmaya çalıştıklarını söylüyorlar. Ancak biraz daha derine inince, şu ana dek Komisyon'un Türkiye hakkındaki tavsiyelerinin Konsey tarafından hafifletildiği örneğinin bulunmadığı kabul ediliyor. Ayrıca, Komisyon kararının hangi koşullarda açıklandığı ve şu anda Avrupa'da ne gibi tartışmaların yaşandığına ilişkin perde gerisi bilgiler, durumun Türkiye açısından pek de Genişleme Komiseri Olli Rehn'in 'Altın gol' benzetmesindeki kadar kolay olmadığını gösteriyor.

Örneğin dünkü ajans haberlerinde Kıbrıs Rum Cumhuriyeti yetkililerinin Türk liman ve havaalanlarının kendilerine açılmamasının bedeli olarak sekiz fasılda müzakerelere başlanmaması kararı alınmasının Türkiye'yi 'cezalandırmak' sayılmayacağı yolunda açıklamalarını bulabilirdiniz. Ya da bazı Avrupa Parlamentosu üyelerinin, 'Yani liman ve havaalanlarını açarsa Türkiye'yi ödüllendirecek miyiz?' diye Rehn'in 'Altın gol' hedefini şimdiden boşa çıkarmaya çalışmalarını.

AB Komisyonu Başkanı Manuel Barroso ise, üyeleri 'Türkiye ile görülşmelerin yavaşlatılması' tavsiyesine uymaya çağırdı.
Zaten önceki gün açıklanan tavsiyelerin zamanlamasının da tamamen Barroso'nun tercihi olduğu konuşuluyor diplomatik kuliste.
Aslında Komisyon'un kararını 6 Aralık için Türkiye'ye verilen 'kıbrıs-limanlar' süresinin bitiminde ilan edileceğini düşünen AB bürokratları ve diplomatlarının çoğu için de zamanlamanın sürpriz sayılması bu nedenle. Kulisteki bilgilere göre, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve Almanya Şansölyesi Angela Merkel, sürekli telefonlarıyla Barroso'yu Türkiye konusunda öylesine bunaltmışlar ki, üzerindeki baskıyı azaltmak ve bu arada (muhtemelen İngiltere, İspanya ve İsveç'in karşı ataklarıyla) 'Türkiye'ye biraz daha manevra alanı tanımak' adına tavsiyelerin erken açıklanmasını istemiş.

Çarşamba günü, Komisyon henüz tavsiyelerini açıklamamışken, İngiltere Başbakanı Tony Blair'in Riga'daki NATO toplantılarının yapıldığı binadan çıkarak, BBC'ye 'Türkiye'ye yanlış mesajlar vermemiz yanlış olur' tütünden bir uyarıda bulunması da, yine Chirac ve Merkel'in daha sert taleplerine karşı yapılmış bir 'önleyici hamle'olarak yorumlanıyor. Barroso'nun 'erken' açıklamadaki bir amacının da, 5 Aralık'ta (yani Türkiye'ye daha önce verilmiş olan Kıbrıs tarihinden bir gün önce) buluşmalarında daha sert bir karar alınmasını önlemek olabileceği konuşuluyor.

Almanya'nın güneyindeki Mettlach kasabasında yapılacak bu toplantı, temel olarak Polonya Başbakanı Lech Kaczynski'yi, Rusya ile stratejik enerji anlaşmasına ikna etme amacını taşısa da, Türkiye konusunun da görüşüleceğine kesin gözüyle bakılıyor.

Türkiye konusu özel olarak çarşamba gecesi Brüksel'de olağanüstü toplanan AB ülkeleri Brüksel Temsilcileri (COREPER) toplantısında ele alınmış. Bazı ülkeler, Kıbrıs, Yunanistan, Avusturya, Danimarka gibi, Komisyon tavsiyelerinin sertleştirilmesinden yana. Fransa ve Almanya, Türkiye üzerinde daha çok baskı kurulmasını ve Merkel tercihan Türkiye'ye ayrıcalıklı üyeliğin resmen önerilmesinden yana. İngiltere, ispanya, İsveç ve İtalya Türkiye'nin üzerine fazla gidildiğini ve zaman tanınmasını istiyor. Diğer ülkeler ise kararsız, ya da merkezlerinden bu konuda talimat almamış izlenim vermişler toplantıda.
Dönem başkanlığını 1 Ocak'ta resmen Almanya'ya devredecek Finlandiya hâlâ ısrar ve iyi niyetle uğraşıyor. Bugün Ankara'da Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüşecek olan Finlandiya Başbakanı Matti Vanhanen neyi değiştirebilir, bu belli değil.

Erdoğan'ın anlaşılmaz bir ısrarla hâlâ sivil toplum örgütlerine sorumluluk yıkmaya çalıştığı 301 değişikliğini Meclis'e sevk etmesi dahil henüz durumun daha da kötüleşmemesi için zaman geçmiş değil. Özellikle Dışişleri Bakanı Abdullah Gül tarafından savunulan 'Oyuna, kışkırtmaya gelmeyelim' çizgisi doğru. Ama bu çizgiyi savunurken, doğru yönde adım atma fırsatlarını da zamanlıca kullanmak gerekiyor. Kötünün kötüsü senaryodan kaçınmanın yolları hâlâ mevcutken.



Bu haber 238 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,052 µs