Hindistan'ın mı? | " /> Hindistan'ın mı? | "/>

En Sıcak Konular

Suç Hindistan'ın mı?

1 Aralık 2008 09:45 tsi
Suç Hindistan'ın mı? Hindistan son yaşanan terör olaylarında suçu Pakistan topraklarında ararken, farklı bir bakış açısıyla olaylara bakılabileceğine Ceyda Karan dikkat çekiyor.

Mumbai sadırılarını kimin yaptığı ve neye hizmet ettiğine dair...

Ceyda Karan / Radikal

Hindistan’ın Mumbai kentini tam üç gün birbirine katan ve 200’e yakın can alan saldırılar dudak uçuklatacak cinstendi. Bu kitle katliamını, adını Hindistan’ın Müslümanların yoğun yaşadığı güneyindeki bölgeden alan ‘Dekkan Mücahitleri’ üstlendi. E-postayla mealen ‘Hedefimiz Hindistan Müslümanlarının çektiği zulmü dünyanın gözüne sokmak’ dediler. Lakin böyle bir örgütün adı sanı işitilmemişken, buna inanan da çıkmıyor. Spekülasyon gırla gidiyor. Obama’nın İslam aleminin gönlünü fethetmesini istemeyen çılgın Müslümanlardan söz edenler mi dersiniz, Somalili korsanların gemisini batırdığı iddiasındaki Hint donanmasından intikam alındığını söyleyenler mi, ki gerçekte Güney Koreli bir balıkçı teknesi batırdıkları sonra anlaşıldı!
Böylesi saldırıları kimin yaptığıyla neye hizmet ettiği arasında doğrudan bağlantı
olmalı. Burada da üç fail var: Kaide, Pakistan ve Hindistan Müslümanları.
Kaide olağan şüpheli. Terör uzmanları, saldırıların doğrudan Kaide olmasa dahi, örgütle eğitim, lojistik vs. bağlantılı İslamcı grupların işi olabileceğini söylüyor. Saldırganların özellikle ABD ve Britanya pasaportlularla Yahudileri ayırması şüpheyi pekiştiriyor. Diğer yandan saldırganlar, vahşeti eğlenceye çevirip sağı solu tarayan gözü dönmüş gençler. Müslümanları yahut Hintlileri tam olarak gözettikleri söylenemez. Kadın ve çocuk hastanesindeki yaralılara yahut yoldan geçenlere açılan ateş ortada. Hedef ‘soft
(yumuşak)’ tabir edilen sıradan insanlar.
Kaide ve bağlantılı İslami gruplarsa daha ziyade eşzamanlı bombalar yerleştirip intihar saldırıları düzenliyor. Tabii tarz değiştirildiği söylenebilir. Bu görüştekiler Hindistan’ın ‘düşman kardeşi’ Pakistan’la savaşın eşiğine geleceğinden hareketle; İslamabad’ın birliklerini doğu sınırına kaydıracağı, böylece kuzeybatısında Afgan sınırındaki aşiret bölgesinde cirit atan Taliban ve Kaide unsurlarıyla savaşının zayıflayacağına dikkat çekiyor. Bundan da Kaide kârlı çıkıyor. Akla yatkın gibi. Lakin Obama’nın Pakistan’ın aşiret bölgelerini toprak bütünlüğüne filan bakmadan şimdiden menziline aldığını unutmamalı. O vakit Kaide açısından ‘ABD’ye doğrudan hedef olmak mı daha iyi, yoksa Pakistan ordusuyla uğraşmak mı daha tercih edilebilir’? 
Hindistan, derhal Keşmir yüzünden üç kez savaştığı nükleer güç sahibi komşusunu hedef aldı. Yeni Delhi Pakistan’ı aşırılıkçı İslamcı grupların kaynağı görüyor ve yakalanan bir saldırgandan hareketle Hindistan Keşmir’inin (Cammu Keşmir) kurtuluşu için savaşan ve Pakistan istihbaratıyla içli dışlı Leşker-i Tayyibe örgütünü sorumlu tutuyor. Militanların en azından bir kısmının denizden geldiği ve örgütün de bu tür eğitim verdiğini söylüyorlar. Bu örgüt 2001’de Hindistan parlamentosu baskınından mimli. Lakin eylemlerini üstlenmekten kaçınmamasıyla tanınan Leşker-i Tayyibe bu kez ‘zinhar biz değiliz’ diyor. Pakistan suçlamaları reddediyor, istihbaratçıları da saldırganların ayrılıkçı Belucistan bölgesinden geldikleri iddiasında. Belucistan’daki durumsa, ucu Washington’a uzatılan komplo teorilerinin alanına giriyor.
Pakistan’ın sütten çıkmış ak kaşık olmadığı aşikâr. Ama öte yandan başındaki belalar bir değil, bin. Ve şimdi komşusuyla yine savaşın eşiğinde. Nükleer güç sahibi tek Müslüman ülke olmasında hayır görmeyenler hayli fazlayken, ‘şamar oğlanına’ dönmek pahasına böyle bir eyleme karışmasındaki mantık ne olabilir?
Üçüncü kaynak istihbarat ve komplo teorileri dünyasından ziyade hakiki bir
dünyaya işaret ediyor. Hindistan’ın gözden ve gönülden ırak Müslümanlarına...
‘Dekkan Mücahitleri’nin son yıllarda saldırılarıyla göze batan ve İslami Öğrenci
Hareketi’nden doğmuş ‘Hindistan Mücahitleri’ adlı örgütle isim benzerliği anılıyor.
Ve bu örgütün Mumbai’yi tehdit ettiği....
Müslümanlar 1 milyar 200 bini geçen Hindistan nüfusunun yüzde 14’ünü oluşturuyor. Yani Pakistan’dakinden daha fazla Müslüman yaşıyor. Hindistan’ın sulh içinde olmadığı çılgın Hindularla çılgın Müslümanların vahşi misillemelerinin rutinleşmesinden belli. Sorsanız, Müslümanlar 2002’de Gucarat’ta 2500 Müslüman’ın yerel yetkililerin desteğiyle katlini sayar. Hindulara sorsanız, bin ah işitirsiniz. Bu ülkede örgütlü kitle
katliamı, Bapu’nun (Baba, nam-ı diğer Gandhi) kemiklerini sızlatacak cinsten.
Lakin bağımsız gözlemcilerin görüşü Müslümanların müthiş ekonomik eşitsizlikler ve ayrımcılığa maruz kaldığı. Sömürge muamelesi çekilen Cammu Keşmir’deki durumun
Tibet’ten bin beter olduğu söyleniyor. Tüm bunların genç Müslümanları radikalleştirdiği belirtiliyor. RAND Corporation’ın Güney Asya uzmanı Christine Fair, ”Kaide’yle
kesinlikle ilgisi yok. Mumbai’de intihar saldırganı gördünüz mü? Leşker’in de
parmak izi yok. Onlar rehin almaz ve elbombası atmaz” deyip ekliyor: “Hindistan’da çok ama çok öfkeli Müslüman var.”  
Mumbai saldırılarının ne getirip götüreceğini göreceğiz. Ama durum Hindistan’ın kendi evine bakması gerektiği gerçeğini değiştirmiyor. Tıpkı uluslararası toplumun, dünya nüfusunun yüzde 25’ine tekabül eden 1.8 milyar Müslüman’ın sürgit yabancılaştırılmasının aşırılığı körükleyeceği üzerinde hassasiyetle durması gerektiği gibi...
Son söz ‘Ayurveda’ denilen ve ‘hayat bilgisi’ anlamına gelen Hint şifa geleneğinin takipçisi ve ‘küresel savaş bağımlılığının yenilebileceğini’ telkin eden ‘barış filozofu’ Hindistan kökenli Amerikalı doktor ve yazar Deepak Chopra’nın CNN’de Larry King’le söyleşisinden: “Yanlış kişilerin peşine düştükçe, ılımlıları aşırılıkçıya dönüştürüyorsun..Şu terörle savaş söyleminden kurtulalım. Hepimizin katılacağı yaratıcı bir çözüm arayalım..Teröristlerin 35 bin feetten bir düğmeye basarak yarattıkları mekanize ölüm de terördür. Bunu böyle
adlandırmayız, çünkü askerlerimiz üniformalar giyiyordur. Ne olup bittiğini görmezler ve masumlar öldürülmüştür.
Terör ötekine atfettiğin bir terimdir.”



Bu haber 462 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,508 µs