tüketici değil tedarikçi! | " /> tüketici değil tedarikçi! | "/>

En Sıcak Konular

Türkiye güvenlikte tüketici değil tedarikçi!

3 Aralık 2008 10:29 tsi
Türkiye güvenlikte tüketici değil tedarikçi! NATO'nun dalga dalga büyümesi konuşuluyor ama Türkiye'nin bu büyümeden sonra konumlanacağı stratejik mevki hiç tartışılmıyor! Türkiye'nin değişmesi gereken vizyonu ne?

Ukrayna hazır, peki biz hazır mıyız

Mensur Akgün / Referans

Pazartesi günkü International Herald Tribune'de Ukrayna Cumhurbaşkanı'nın NATO'ya girmeye hazır olduklarını anlatan bir yazısı çıktı. Viktor Yushchenko, makalesinde ülkesinin "Atlantik İttifakı" için hazır olduğunu söylüyor ve potansiyel müttefiklerine "Peki, siz hazır mısınız" diye soruyor.
    
Evet, gerçekten de NATO ama ondan önemlisi Türkiye, bir yeni genişleme dalgasına, bunun yaratacağı gerilimlere, doğuracağı sonuçlara hazır mı? Kaçımızın NATO'nun genişlediğinden ve daha da genişleyeceğinden haberi var? Türkiye'de kaç kişi Bükreş Zirvesi sırasında verilen sözlerin ne anlama geldiğinin farkında?
    
Bence bu sayı çok az, Türkiye'de çok az insan NATO'nun sürekli genişlediğinin bilincinde. Oysa, parçası olduğumuz, üyelerinden birinin saldırıya uğraması halinde savunma sorumluluğunu üstlendiğimiz NATO dalga dalga büyüyor. Türkiye ise her şeyi tartışıyor ama NATO'nun genişlemesini tartışmıyor.
    
Halbuki artık eskisi gibi NATO'nun güvenlik tüketicisi değil, güvenlik sağlayıcısıyız. Afganistan'da üstlendiğimiz sorumluluklar bunun en basit göstergesi. İttifakın en güçlü silahlı kuvvetlerinden biri bize ait. Türkiye'nin yumuşak gücü de 1950'li, 1960'lı yıllarla karşılaştırılamayacak kadar fazla.
    
Nisan ayında Bükreş Zirvesi yapılmadan önce de NATO ile ilgilenmedik, zirve yapıldıktan sonra da. Gürcistan'ın üyelik sürecinin başlatılamadığı dış politika sayfalarının manşetlerine yansımasaydı, belki çoğumuz NATO'nun zirvesinin yapıldığını dahi bilmeyecekti.
    
Şaakaşvili'nin maceracı ruhu sayesinde gerçekleşen Rusya müdahalesi olmasaydı, binlerce insan yerlerinden edilip, burnumuzun dibinde bir trajedi yaşanmasaydı, büyük bir olasılıkla bu konularda yazan köşe yazarları da NATO'nun genişlemesini umursamayacaktı. Gürcistan krizi "Ya Gürcistan NATO üyesi olsaydı, ne yapardık?" dememize yol açtı.
    
Ama itiraf edelim ki kriz öncesinde kimse bunu konuşmadı, NATO genişlemesi Türkiye siyasetinin gündemine girmedi. Halbuki bir ittifakın genişlemesi demek sorumluluk üstlendiğiniz coğrafi alanın büyümesi, yeni gelenlerden birine saldırı olduğu takdirde sizin de müttefiklerinizle birlikte savaşa girmek zorunda olmanız demek.
    
NATO'yu kuran 1949 tarihli Washington Antlaşması'nın 5. maddesi üyelere böylesi bir sorumluluk yüklüyor. Bu sorumluluğun yerine getirilmesi her ne kadar siyasi karar gerektirmekteyse de yapılan teknik ve askeri düzenlemelerle neredeyse otomatik hale getirilmiş vaziyette. Zaten ittifakın caydırıcılığını koruyabilmesi için de böylesi bir mekanizma şart.
    
Yani, tıpkı Gürcistan örneğinde gördüğümüz gibi ruh sağlığı yerinde olmayan bir liderin atacağı maceracı adımlar yüzünden hiç istemediğimiz bir krize sürüklenebilmemiz, hatta çatışmaya girmemiz bile söz konusu. Şu anda size saçma gelebilir ama kendimizi nükleer bir savaşın içinde dahi bulabiliriz.
    
Bu kadar ciddi bir karar söz konusu olan. Ancak nedense Türkiye bu kararı tartışmıyor. En saçma sapan şeyler konusunda görüş beyan eden muhalefet partileri suskun. Üniversitelerden ses çıkmıyor. Kimseye haksızlık etmek istemem ancak görebildiğim kadarıyla düşünce kuruluşları da konudan ve tartışmadan uzak.
    
Resmi görüş "Biz yeni bir genişlemeyi cesaretlendirmeyiz ama konsensusü de bozmayız" yönünde. Fakat sonuçları çok daha hafif olacak Türkiye'nin AB üyeliğini bütün dünya tartışıyor. Hiçbir stratejik vizyonu olmayan ülkeler Türkiye'nin üyeliğine "stratejik" nedenlerle karşı çıkıyor.
    
Bizim de çok geç olmadan NATO'yu, yeni genişleme dalgasını, bunun Türkiye ve dünya açısından doğuracağı sonuçları tartışmamız gerekiyor. Dışişleri Bakanı Babacan dün ve bugün Brüksel'de gündemdeki diğer konuların yanı sıra nisan ayındaki zirve kararlarının 23. maddesindeki Ukrayna'nın genişlemesini de muhataplarıyla tartışacak.
    
Umarız Sayın Bakan toplantılar sonrasında Türkiye kamuoyunu bilgilendirir, genişleme karşısındaki hiç olmazsa resmi pozisyonu gerekçeleriyle anlatır, basın da bunları magazinselleştirmeden bizlere aktarır.



Bu haber 284 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,869 µs