Nasıl(sa) barışacak? | " /> Nasıl(sa) barışacak? | "/>

En Sıcak Konular

İsrail-Türkiye: Nasıl(sa) barışacak?

29 Ocak 2009 14:29 tsi
İsrail-Türkiye: Nasıl(sa) barışacak? Aslında küs değiliz de, hadi ‘limoni’ diyelim. Ortadoğu’nun kilit iki ülkesinin dargınlığı sürekli olur mu? Olmayacağı kanaati hakim. E, nasıl barışılacak? Üçlü bir sacayağı var. Biri tamam. İkisi gelecek. Ha, bir de Araplar var. Tabii g

Hey gidi günler. İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres Türkiye’ye gelmiş, TBMM’de konuşma yapmıştı hani. Demişti ki, ''Farklı dualar okusak bile aynı semaya başını çeviren insanlarız'' dedi.

Üzerinden çok geçmedi aslında. “'Dost ve aydınlık Türkiye'ye taktirlerimizi ifade etmeye geldim''  dediği zaman tarih 2007 yılının son ayını gösteriyordu. Kürsüden inmiş Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan’ın elini sıkarken, Genel Kurul tarafından hararetle alkışlanmıştı.

Şu sıralar İsrail de Türkiye de birbirlerine taktirlerini ifade etmiyor artık. Etmeseler gene iyi, eleştirilerini oldukça sert tonlardan ifade ediyorlar.

Şimdiki durum telefonlara çıkmamak veya bölgesel toplantılara davet etmemek gibi “küs”lük ifade etse de, ülke ilişkileri insan ilişkilerinden farklı.

Mesela bu satırlar yazılırken, hem Türkiye Başbakanı Erdoğan hem de İsrail Cumhurbaşkanı Peres Davos’ta olacak ve aynı panelde aynı masaya oturacaklar.

Bu durum herşey yolunda demek değil. Ama herşey kontrolden çıktı demek de değil. İki ülke arasındaki gerginliğin aşılması için bazı şartların yerine gelmesi gerekiyor.

Bunlardan ilk ikisi seçimlerle ilgili. Türkiye’nin Mart ayı sonunda yaşayacağı yerel seçimler ile İsrail’in Şubat ayındaki seçimleri, her iki tarafın iç siyasete dönük mesajlarını keskinleştiriyor.

Oldukça önemli bu konjonktürün aslında iki taraf da farkında. Ağızdan çıkan her kelimenin “karşı”yı kırmak amacıyla olmadığını biliyorlar.

Bir de dış faktörler var. Seçim handikaplarının aşılmasından sonra bölgede bir barışın en azından ateşkesin ve imarın yeniden başlaması kırıcı çıkışların azalmasına, yeni bir zeminin inşasına neden olabilir.

ABD’nin yeni başkanıyla uzun süredir sessiz kaldığı bölgesel denklemlere artık dönmesi de önemli. Çünkü ABD her iki ülkede de ağırlığı hissedilen bir ülke ve “ortadan” bir yaklaşım hem Ankara’nın hem de Tel Aviv’in yumuşamasına sebep olabilir.

Bu açıdan bakıldığında; seçimler, bölgesel ılımlılık, ABD’nin rolü birbirine eklemlendiğinde, engeç Nisan sonunda karşılıklı sıcak mesajlar beklenmeli.

Ama zıt yönde gelişmeler de akılda tutulmalı. Türkiye, Gazze saldırısına ilişkin tutumuyla özellikle Arap dünyasından büyük övgü aldı. Bu “taktir”ler o kadar yüksek perdeden geldi ki, çoğu Arap yazarı ve basın organı “Türkler gibi olamadık” diye kendi yönetimlerini yerdi.

Türkiye ise şu sıralar ekonomik krizin ülkeyi ne kadar “teğet” geçeceği ile ilgileniyor. Bir yandan da IMF görüşmeleri yapılıyor.

Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu sıcak paranın bir kısmının Arap ülkelerinden geliyor oluşu, bu politikanın bir süre daha devam etmesini sağlayabilir.

Ama bu da tâli bir süreç. Çünkü bu Arap ülkelerinin çoğu da (özellikle Körfez ülkeleri) ABD yanlısı politikalar izleyen, İsrail söz konusu olduğunda da pasif tavırlar alan ülkeler.

Bir de Ermeni sözde soykırımı meselesi var kuşkusuz. ABD Kongresi’nde böyle bir sürecin işlemeye başlaması durumunda, Yahudi lobisinin pozisyonu iki ülke arasındaki gerginliği farklı boyuta itebilir.

Belki bu noktada Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın taze bir değerlendirmesine kulak vermek gerekiyor. “ABD’deki Yahudi lobilerinin hepsi artık aynı fikirde değil”.

Çoğu kişi bu açıklamanın üzerinde özenle durmasa da, bir anlamı olsa gerek. Sonuç olarak her yol bir anlamda İsrail ile yeniden el sıkışabileceğimiz anlamına çıkıyor.

Her ne kadar Türkiye’de İsrail karşıtı bir süreç oluştuysa ve bu kesitin içinde AKP tabanından hayli katılım bulunsa da.

www.iyibilgi.com



Bu haber 2,250 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,770 µs