En Sıcak Konular

İran-Türkiye: Rusya’nın mükemmel doğalgaz planı!

16 Temmuz 2007 16:49 tsi
İran-Türkiye: Rusya’nın mükemmel doğalgaz planı! İran’la Türkiye arasında imzalanan ve Batı’nın ağzını açık bırakan enerji anlaşması çok daha büyük bir planın parçası olabilir mi? Moskova’nın Ankara’yı da yanına alarak AB’nin dizginlerini çekmesi mümkün mü? İşte iyibilgi

İşin “sözü” şu; İran Türkiye'ye ihalesiz olarak Pars doğalgazından günlük 56 milyon metreküp doğalgaz verecek. Türkiye çıkaracak ve taşıyacak. Ama “özü” başka!

Çünkü bu iş “başka” iş. İran’la yapılan anlaşma sonunda 6 milyar dolarlık bir maliyet de ortaya çıktı. Konu Ortadoğu’daki enerji olunca bu öyle ahım şahım bir bedel değil.

Kaldı ki bu edere, 2 bin kilometrelik İran-Türkiye boru hattı da dahil. Boru hattı demişken, ilk kritik noktaya değinmek lazım. Bu hat, Avrupa’ya gidecek gazı da taşıyacak. Yani stratejik!

Stratejik demişken de, bu sisteme ayrı bir boru hattı ile eklemlenecek Türkmenistan gazını da söylemek farz. Bu bağlamda stratejik önemi hemen ikiyle çarpabilirsiniz.

Nasıl oldu ki bu iş?

Tabii anlaşma şaşırtıcı. Şaşırtıcılığının bir ayağı daha gaz Türkiye’ye gelmeden başlıyor. İran, bugüne kadar Türkmenistan’dan gelecek bir gazınz Türkiy ve oradan da Avrupa’ya ulaşmasına sıcak bakmıyordu.

Sıcak bakma kelimesinin yumuşak kaldığını da eklemeleyiz. Tahran bu konuya açık biçimde yanaşmıyordu. Ancak şimdi vazgeçti!

Yani ortada bu hatlar açısından ilk önce şöyle bir durum var; İran ve Türkmenistan gazı birleşerek Türkiye’ye gelecek, devamen Avrupa’ya ulaşacak. Nasılına biraz sonra değineceğiz.

Şunu da ekleyelim. Ankara ile Tahran arasındaki bu anlaşma tamamen sağlama bağlanmış değil. Bu bir “ön mutabakat” anlaşması. Dünyada enerji konusunda üzerinde çalışılmış ama sonra suya düşmüş pek çok örnek bulunuyor.

Ama bu aşamada anlaşmayı akamete uğratacak bir engel de “şimdilik” görünmüyor. Önümüzdeki bir-iki ay içinde konunun “teknik” safahatı tamamlanacak. Hedef yaklaşık dört yıl içinde, 2011 yılının sonuna kadar gazı getirmek.

Kritik miktar!

Bu işin ekonomik yönüne gelince. Türkiye buradan yıllık olarak yaklaşık 19-21 milyar metreküplük doğalgaz çıkaracak. Bu rakamın önemi şu; bu miktar Türkiye yıllık tüketiminin yüzde 50’si!

Mümkün olduğunca işin teknik yönüne girmeyip küresel stratejik değerini “okumak” lazım ama… Bu havza aslında tam bir doğalgaz hazinesi. Tahmini rezervin 15 trilyon metreküp olduğu söyleniyor.

Elbette buradan ilk kez doğalgaz çıkarılacak değil. Türkiye’nin aldığı belli bir aşaması. Türkiye tarafından bu işin sorumlusu “Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı” (TPAO) olacak.
TPAO açısından bu durum aynı zamanda bir sınav. Bu zamana kadar ki en büyük projesini yürütecek ve aynı zamanda bu bölgede çalışan uluslar arası şöhrete sahip firmalarla birlikte üretime girişecek.

Küresel hamlelerin gazını almak!

Peki tüm bu gelişmeler nasıl mümkün oldu? Önce Türkiye-İran açısından olaya bakıp, sonra haritayı hemen büyütelim. Ankara ile Tahran’ın arası denebilir ki 2003 yılından beri, yani ABD’nin Irak’a girmesinden bu yana gittikçe samimi oluyor.

Sebeplerini tahmin etmek zor değil. Her iki ülkede aslında ABD’nin “sınırlarına” dayanan varlığından ve açtığı sorunlardan, açabileceği (!) sorunlardan alabildiğine huzursuz.

Buna Türkiye için terörist PKK ve İran içinde “aynı soydan” terörist PJAK’tan gelen siniri ekleyebiliriz. Yani iki ülkede bu örgütler eliyle “yürütülmek” istenen projelerden son derece rahatsızlar.

Bu dosyalara eklemlenebilecek farklı konular da bulunuyor ama asıl söylenmesi gereken, iki ülkenin “şartlar” yüzünden hallice zamandır birbirlerine yaklaşmaları.

Çünkü geçmişte de İran'ın Türkiye üzerinden Avrupa'ya doğalgaz satışı için çeşitli görüşmeler olmuştu ama neredeyse tamamı işlevsiz kalmıştı. Şu dipnotu hemen düşelim. Enerji Bakanı Hilmi Güler bu anlaşmanın ner ne kadar gizli olmadığını söylese de iş tam öyle değil.

Yani imzalanan anlaşmanın açıklanması gizle değil elbette ama süreç gizliydi! Ucu 2006 yaz sonuna kadar giden görüşmelerin sonucu ile karşı karşıyayız şu an. Ve bu temaslar gizliydi.

Esasen görüşmelerin bütün aşamaları da sorunsuz aşılmış değil. Ancak tıkanılan yerlerde iki ülkenin enerji bakanları araya girerek sorunları çözmüşler.

Türkiye’nin eli!

Anlaşma sürecinin gizli tutulmasının nedeni de kolaylık anlaşılabilir. Çünkü bu bölgede-ki buradaki haritadan anlaşılması gereken sadece Ortadoğu’nun durumu değil. Karadeniz ve Rusya’yı da kesin biçimde dahil etmek gerekiyor-enerji üzerine yoğun oyunlar oynanıyor ve tüm aktörler ellerindeki en sert kozları açıyorlar.

Basitçe bu anlaşmanın engellenmesi ihtimali bulunuyordu ve buna meraklı çok sayıda aday da vardı!

Haritayı genişletelim. Bu haberin duyulması sonrasında ortaya çıkan “şaşkınlık” durumundan en büyük payı alan ülke olarak Türkiye’deki yorumcuların hakim çoğunluğu Rusya’yı gösteriyor.

Hatta, “Putin şok geçirdi” diye yazan kalemler de mevcut. Ancak durum tam böyle değil! Öte yandan bu türden yorumların gelmesi de sürpriz değil.

Çünkü, oldukça kısa bir süre önce Karadeniz Ekonomik İşbirliği zirvesinde Rusya, Karadeniz’den Avrupa'ya “Güney Akım” hattı inşa edilerek, kendi gazlarını Avrupa'ya taşıyacağını ilan etmişti.

Bu açıklama bir yandan Türkiye'nin enerji oyunundan sürüldüğü analizlerine meydan yaratırken, Ankara’nın üzerinde çok durduğu meşhur “Nabucco” hattının da akamete uğraması anlamına geliyordu.

Rusya ‘şok’ mu oldu sevindi mi?

Şimdi açıyı değiştirelim. İspata ihtiyaç duymadan söyleyelim ki, İran ve Rusya ilişkileri çok özel bağlantılara sahip. Tahran açısından da Moskova önemli. Hatta bu işbirliğine “stratejik” ve ABD hedefli demek dahi çok mümkün.

Bir başka olayı “şimdi” anımsamamız lazım. 2005 kışında Rusya tüm Avrupa’yı doğalgazlarını keserek tir-tir titretirken, benzer bir durumla Türkiye’de karşılaşmıştı. Ancak Rusya Türkiye’ye istediği gazı verdi.

Bir sonraki Kış da Türkiye’nin ihtiyacı olan gaz İran tarafından karşılandı. Üstelik çok muhtemelen “Rusya’nın araya girmesiyle”! Yani denebilir ki Moskova’nın Türkiye’nin doğalgaz bulup bulamamasıyla aslında çok ilgisi yok.

Tersine, Kremlin’i daha çok ilgilendiren Avrupa’nın gaz bulup bulamaması! O halde Türkiye-İran anlaşmasının genel hatlarına yeniden bakalım. Türkiye’ye buradan gelecek gaz ihtiyacının ne kadarıydı? Yarısı. Ne kadarını Avrupa’ya gönderecek? Belli değil! Ne zaman gelecek? En erken 4 yıl sonra. Peki “vana” sonuç olarak kimin elinde? Tahran’ın.

İran Türkmenistan gazının Avrupa’ya ulaşmaması fikrinden nasıl vazgeçti? ABD ve İsrail, İran’ın tepesinde oldukça Tahran’ın vanası kimin elinde? Son iki sorunun yanıtını sizlere bırakıp devam edelim.

Rusya ve Türkiye’de nerede buluşur?

Peki Rusya ve Putin neden bunu istemiş olabilir? Bu önemli sorunun yanıtı da tek boyutlu değil. Rus-Türk ilişkilerinin mutlu günler yaşadığı son yıllarda, küresel şartların iteklediği bir başka yaklaşım, Ankara’nın “Rusya ve İran’la yakınlaşma” ihtimaleni gözden geçirmesi önerisi.

Irak, Ortadoğu ve ABD üzerinden gelen rahatsız edici yaklaşımlar uzun süredir Türkiye ve Rusya’daki birçok beyni bu “işbirliği” konusunda oldukça düşündürüyor.

Ancak bu mesele enerji anlaşmaları veya turizm gibi süratle geliştirilebilecek ve sorunsuz atlatılabilecek bir konu değil. Türkiye’nin bu bağlamdaki stratejik dönüşümünün dünya çapında yaratacağı sansasyon bir kenara, Rusya da bunu istiyor değil!

Rusya’nın önerisi daha farklı. Türkiye ile Rusya arasında bir stratejik yakınlaşma olacaksa, bunun ABD’nin başını çektiği Batı’yı karşıya alarak değil, tam tersine “içlerine girerek” olması yönünde.

Yani Rusya’nın bakışı Ankara ve Türkiye’nin Avrupa Birliği’nde buluşması fikrine dayanıyor. Olur veya olmaz, AB’ye girmiş Rusya ve Türkiye’nin her açıdan olduğu kadar “enerji” meselesinde de Avrupa’nın iplerini eline geçireceği düşünülüyor.

En azından takdir edilmeli ki iyi düşünülmüş bir plan. İşte İran’dan gelecek enerji attı bunun bir parçası olabilir.

AB yetkilileri enerjide arz güvenliği için kendilerini Rusya'ya bağımlı olmaktan çıkaracak Nabucco projesinin hayata geçirilmesinin şart olduğunu söylüyorlardı. Şimdi yapılan bu anlaşma ile sorun çözülmüş gibi görünüyor!

Ama aslında öyle değil. Çünkü artık bu Türkiye’nin kozu oldu. Anlaşma Türkiye'nin Avrupa'ya ulaşan enerji köprüsü olma yolundaki iddiasını çok güçlendirdi. Aynı iddia 
Türkiye'nin AB ile müzakerelerinde elini güçlendirecek.

Peki ama Rusya veya AB değilse bu anlaşmadan en çok kim rahatsız oldu? Cevabı basit. Anlaşmanın duyurulmasından sonra, “ne oluyor” diye en süratle bilgi istiyen ülkeler. Daha doğrusu bir ülke! ABD...

Son sözümüzü de söyleyip bitirelim. Bu bağlamdaki Rus hamlesi bitmiş değil. Daha büyüğü geliyor. Analizini iyibilgi de ilk kez okuyacaksınız. Ama ipucunu esirgemeyelim. "Nükleer füzeler!"
nedretersanel@iyibilgi.com

www.iyibilgi.com



Bu haber 5,578 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    5,501 µs