Sıra Kudüs'e gelirse?

12 Aralık 2012 17:27 tsi
Tapınakçılar körlüğümüzün farkında! iyibilgi özel

Uzun zamandır İstanbul'un tarihi dokusunun yeni inşaat projeleri yüzünden nasıl zedelendiğini tartışıyoruz. Finans merkezi olarak pazarlanan İstanbul'un iş merkezi gökdelenlerle kuşatılması ve bu yolla Osmanlı'nın mirası eşsiz tarihi yarımada dokusunun estetik açıdan zarar görmesi kamuoyunun gündeminde önemli yer tuttu. Gösterilen tepkiler karşısında hükümet de fazla sessiz kalamadı ve bazı gökdelenlerin boylarının kısaltılması için harekete geçti.

Geçtiğimiz hafta içersinde benzer bir tartışma Kabe-i Muazzama'ya ev sahipliği yapan çevre üzerine döndü. Harem-i Şerif ve çevresinde yürütülen genişletme çalışmaları sırasında "Kabe'yi bir gerdanlık gibi saran ve Osmanlı döneminde yapılan revakların akıbeti" Türk basınında hayli merak konusu oldu. Keza Suudi yönetiminin genişletme çalışmalarında revakları yıkacağı iddia edilmişti. Ancak Başbakan Başmüşaviri ve Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı İbrahim Kalın twitter'dan paylaştığı mesajlarda korkacak bir şey olmadığını gösterdi.

"Kabe'de yaptığımız inceleme: Osmanlı revakları, sütunları yıkılmıyor. Kabe ile aynı kot seviyesine getiriliyor, tavaf alanı genişletiliyor. Sa'y tarafındaki revakların üzerinde bulunan kubbeler yıkılıyor. Ama bunlar Osmanlı kubbeleri değil. Daha sonra yapılan betonarme kubbeler."

Böylece Türk kamuoyu tehlike altındaki Osmanlı revakları konusunda derin bir nefes aldı ve rahatlayarak diğer gündelik sorunlarına geri döndü.

Bu arada Osmanlı revakları konusunda son derece hassas olan medyamızda da ballandıra ballandıra Harem-i Şerif ve çevresinde yürütülen genişletme çalışmalarının pazarlamasını yapmaya başladı. Oysa "Kral Abdülaziz'in bizzat hamisi olduğu, uğruna hiç bir masraftan kaçınılmayan, 14 milyar dolarlık" bu büyük proje neymiş diye baktığımız zaman karşımıza, neredeyse Osmanlı revaklarını unutturacak boyutta bir tahribat ortaya çıktı!

"Kabe'nin çevresini yepyeni bir görünüme kavuşturacak" bu korkunç tablonun en dikkat çeken noktaları şunlar:

- Harem-i Şerif'i gören 10 bin bina yıkılıyor. Bu binaların yerine 60 gökdelen yapılacağı öğrenildi.

- Çalışmalar sadece Harem-i Şerif ve çevresinde yürütülmüyor. Şeytan taşlama mahali 3 kattan 7 kata çıkarılacak.

2004'de 244 hacının hayatını kaybettiği acı bir olay sonrası Suudi rejiminin değiştirmeye karar verdiği Mina'daki şeytan taşlama bölgesi, 2006'daki bir başka izdiham ve can kaybı sonrası baştan sona "yenilenmiş",  şeytan taşlamada tarihi ve dini açıdan çok büyük öneme sahip olan dikilitaşlar yıkılarak yerlerine garip duvalar yapılmıştı. Bu değişim sonrası, yüzyıllar boyunca Müslümanlar için Şeytan'ı temsil eden dikilitaşın şeklinde zuhur eden sembolik anlam, Müslümanların hafızasından adeta silinmek üzere! Revaklara gösterilen özenin binde biri, böyle bir tahribat için nasıl gösterilmedi? Saat kulesi yapıldığında bir kaç cılız ses işitildi ancak "Türk mütehaitleri de bu projede yer alıyor" denilerek Mekke'nin tarihi ve dini dokusunun bozulmasına ses çıkartılmadı.

Yani biz Osmanlı revakları ne olacak derken, Şeytan diye taşlanan dikilitaşlara benzeyen saat kulesi ve çevresindeki otel gibi 60 adet yapı daha Harem-i Şerif çevresine dikiliyor, Kabe adeta dikilitaşlar ile örtülüyor! Ve normalde taşlanan dikilitaşlar yerine de garip duvarlar konuluyor! Taşlanan, yerden alınıp, gökdelenlerin üzerine konuyor! Bizzat İslamiyet'in kalbinde İslami doku parçalanıyor.

Burnumuzun dibinde yaşanan bu şeye karşı, nasıl bu kadar körleşebildik?

Bugün bu tahribata ses çıkarmayanlar, yarın Kudüs'te benzer bir tahribata girişilirse, hangi hakla itiraz edecek? Daha da vahimi, o tahribatı fark edebilecek mi?

Tapınakçılar bu körlüğün farkında...

www.iyibilgi.com özel

Konuyla ilgili daha önce yapılmış uyarılar:

Kabe'nin yanına dev saat kulesi

Yeni Mekke Şeytani Projesi

Bu haber 7,470 defa okundu.