En Sıcak Konular

Kimler bu ağırlığı taşıyabilir?

31 Ocak 2013 15:51 tsi
Kimler bu ağırlığı taşıyabilir? 'Kürt sorununda çözüme doğru gidilirken...'

TRT Haber kanalında her hafta Çarşamba günleri yayınlanan ve Faruk Bilgin’in sunduğu Açı programının bu haftaki bölümünde CHP'li milletvekili Birgül Ayman Güler'in başlattığı tartışmalardan sonra CHP içindeki fay hatları tartışıld. Gazeteci Faruk Bilgin sordu, Prof. Dr. Sedat Laçiner ve Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan yanıtladı. Programdan satır başları şöyle:

Prof. Sedat Laçiner: Cumhuriyet Halk Partisi'nin kurulduğu döneme bakın, batı standardında baktığınızda bir sağ ve milliyetçi partinin özelliklerini taşır. 1940'larda İnönü dönemine baktığınız zaman hiçbir zaman CHP çıkıp "ben sol bir partiyim" dememiştir. Sol olmadığını şuradan da anlayabilirsiniz: Hem Atatürk hem İnönü döneminde CHP, Sovyetler Birliğine sıcak bakmamıştır. Zor durumda kaldığı zaman Rusya'ya yanaştığı olmuştur ama Atatürk'ün idealindeki devlet, Fransa, İngiltere hatta Amerika gibi demokrasinin olduğu, serbest ekonominin yaşandığı bir ülkedir. CHP kaç yaşındaysa, bunun yarısından fazlasında sol bir parti değil.

Gerçek CHP bir tane değil. CHP, Türkiye'nin kuruluşundaki bir oluşum olduğu için bir karar vermesi lazım. Yeni Türkiye'nin gerçekleri var. Bir siyasi partiyseniz, kendi içinizde siyasi gruplar olabilir ama bunlar arasında ortak mutabık olduğunuz bir liste vardır, ona kimse karşı çıkamaz. Buradaki sıkıntı odur. Parti yönetimi konusunda en zorlanan lider, belki de Kılıçdaroğlu çünkü en eski ve birbiriyle en fazla uyumsuz renkleri taşıyan parti, CHP.

CHP geçmişte bu kadar zorlanmıyordu. İki bacağı arasındaki açıklık bu kadar değildi. Ama Kürt sorununda çözüme doğru gidilirken ayağını koyduğu sütunar arası açılmaya başladı. Durmakta zorlanıyor. CHP'de bir takım insanlar şuna karar vermek zorunda: Geçmişte olduğu gibi askerle ve yargıyla özel bir bağımız olacak mı olmayacak mı?

Esasa ilişkin mezvularda bu kadar ayrılığı hiçbir siyasi parti uzun süre taşıyamaz.

Şu noktada mutabık olmamız lazım: Yeryüzündeki her kişi, kendi etnik kökeninin bir millet olduğunu iddia edebilir. Ve siz de ona "millet olamazsınız" diyemezsiniz. Herkes bu konuda eşittir. Mesele şudur: Sizin milliyetçiliğiniz de, devletçiliğiniz de bir dereceye kadar gönüllük esasına dayanmak zorunda. Yani sizin devletiniz adalet tesis edebiliyor mu? Var. Refah sağlayabiliyor mu? Evet. İnsanlara özgürlük ve saygınlık verebiliyor mu? Evet. O zaman orada herkes onun parçası olmak için sıraya girebilir.

Prof. Deniz Ülke Arıboğan: Birgül Ayman Güler'in söylediği şeyler Türkiye'de zamanlama açısından çok önemi bir süreçte açılmış parantezdir, çünkü anayasa değişiklikleri üzerinden konuşuluyor...Buradaki ulus da Türk kanı ve kafatası taşımak değil. Birgül Ayman'ın dediği o ulus kavramı siyasal olarak üretilmiş bir şemsiye. Çok tartışılmıyor ama Türk ulusu, Türkleri de asimile eden bir ulusçuluk anlayışına sahiptir. Devletin bir ırkı ya da bir grubu yukarı çeken bir tavrı yoktur. Devletin bütün vatandaşları üzerinde bir empozesi vardır. Asimile edilmemiş olsa çevre Türklerine yakın bir Türkçe konuşuluyor olurdu. Burada bir ırkın diğeri üzerinde baskı yaptığı yok. Bir devlet proje geliştiriyor. Yani birileri diğerinden daha fazla baskılanmış olabilir ama bunlar hiç baskılanmadı diyemezsiniz. Orada Türk ulusu denilen şey etnik Türklükten başka bir şey olarak gelişiyor. Öncü rolü üstlenen, misyoner tipler ortaya çıkıyor. Örneğin CHP'nin içersinde bulunan "ulusalcılar". Onlar hala o misyonu taşıdığını düşünüyorlar, kendilerini Türk insanına doğrunun, iyi olanın ne olduğunu TC Devleti adına göstermeye yükümlü görüyorlar... Millet kendi adına bir şey yapmaya çalıştığı anda da paniğe kapılıyor. Yanlış yere oy verdiklerini düşünürler.

İmparatorluk teorileri üzerinde yakın zamanda çok tartışıldı. İmparatorluğun en önemli özelliklerinden bir tanesi, kendi sınırının dışarısı için vizyon üretebilmesidir. İmparatorluk insanları dışarı atmaz, kucaklar. Emperyal vizyonun en önemli özelliği insanların dışarı gitmek istememesi, tam tersine dışarıdaki insanların içeri gelmek istemesidir. Öyle bir vizyon, öyle bir umut kurarsınız ki, sizin kavminizden, tarihinizden gelmeyen insanlar da benimser, onun bir parçası olmak isterler. O zaman üretkenliği görürsünüz.



Bu haber 7,377 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,467 µs