En Sıcak Konular

Cumhurbaşkanı Gül'ün sözlerindeki şifre

22 Nisan 2014 09:14 tsi
Cumhurbaşkanı Gül'ün sözlerindeki şifre ''Gül, Putin-Medvedev modelinden çok Bill Clinton modeline yakın. Gül-Erdoğan ilişkisinin siyasi geçmişi de bunu doğruluyor...''

Kulislerde daha çok, paralel ittifakın da işine geldiği için cumhurbaşkanlığı seçimleri tartışılıyor.

O konuda Cumhurbaşkanı Gül'ün açıklaması deyim yerindeyse ezber bozdu: "Bugünkü şartlarda gelecekle ilgili bir siyaset planım yok."

Bu, öncelikle Cumhurbaşkanı Gül üzerinden AK Parti'nin kaosa sürüklenmesini bekleyenlerin hesabını bozdu, ellerini ovuşturanları şoke etti. Bunun "bir adım geri" taktiği olabileceğini söyleyenler de var ama ben bu kararın içinde sitem de olsa daha gerçekçi olduğunu düşünüyorum. Biraz geriye dönüp bakalım.

Bu yıl ocak sonunda Cumhurbaşkanı Gül'ün konuğu olarak İtalya'nın başkenti Roma'daydık. Vakit buldukça Gül'ün danışmanlarıyla sohbet ediyor, geleceğe ilişkin konuşuyorduk. Doğal olarak Gül'ün yeniden aday olup olmayacağı veya başka bir formül düşünüp düşünmeyeceğini de konuştuk.

Danışmanlarından biri şöyle diyordu: "Henüz hiçbir şey belli değil. Seçim sonuçları önemli bir gösterge olacak. Ancak şu da bir gerçek; Cumhurbaşkanı Türkiye'nin siyasi yürüyüşünü sekteye uğratacak bir tavır içinde olmaz."

Araya girip soruyorum: "Siyasetin doğal akışı da ikili arasındaki sıra ilişkisi de Başbakan Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olacağını gösteriyor. Ayrıca sistemde köklü değişim olacak. Bu durumda Gül'ün, siyasetin 'akil insan'ı olmayı tercih etmesi daha anlamlı değil mi?" Danışmanın cevabı kısa oldu: "Bu şekliyle hiç düşünmedim ama düşünülmesi gereken bir seçenek."

Gördüğüm kadarıyla artık Cumhurbaşkanı Gül, bu pozisyona daha sıcak. Çünkü Gül, Putin-Medvedev modelinden çok Bill Clinton modeline yakın. Gül-Erdoğan ilişkisinin siyasi geçmişi de bunu doğruluyor. İşte, Türkiye siyasetinde ender görülen Atatürk İnönü, Bayar-Menderes ikilisine benzettiğim 26 Nisan 2007'deki yazıda söylediklerimiz: "Bu siyasi ikili, son on yılda derin kırılmalara rağmen kopmadılar; aksine birbirini 'çoğaltarak' bugüne geldiler.

Biri siyasetin içinden gelen doğal lider, diğeri akademisyen. Biri dobra dobra konuşuyor, diğeri makulün peşinde.

Biri meydan okuyor, diğeri konsensüs arıyor. Adeta 'siyaset kardeşliği' gibi yeni bir kavramla karşı karşıyayız. Önce Fazilet Partisi'nde Gül liderliğe soyundu. Sonra AK Parti'de Erdoğan.

Ardından Başbakanlık dönemleri başladı.

İlk başbakan Gül oldu. Şimdi sıra Cumhurbaşkanlığı'nda. Yine ilk sıra Gül'ün.

Peki sonrası? Kim bilir belki de bir adım sonrası 'devlet başkanlığı'..."

 İşte o "Devlet Başkanlığı"na giden günlerin eşiğindeyiz. Ve gerçekçi olmak gerekiyor ki tarihin doğal akışı "siyasi mühendislik"lerle kesilemiyor.
 
Mahmut Övür / Sabah (ilgili kısım)



Bu haber 702 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,823 µs