Çevre merkezde, rejim krizde | " /> Çevre merkezde, rejim krizde | "/>

En Sıcak Konular

Çevre merkezde, rejim krizde

9 Mayıs 2008 17:34 tsi
Çevre 
merkezde, rejim krizde Araştırmacı gazeteci yazar Ruşen Çakır ile parti kapatma davalarını, oluşan tabloyu ve olası senaryoları konuştuk. Çakır'a göre rejim AKP gibi bir partinin bu kadar güçlü olacağı hesaplanamadığından kaynaklanıyor. Çakır, krizin nasıl aşılacağında da bir

AKP’nin kapatılması durumunda karar vericilerin kararlarının rasyonalitesi ne acaba?

İddianamenin mantığı neyse, kapatma kararı verenlerin mantığı da üç aşağı beş yukarı aynı olacak. Yani şuanda iddianamede hangi saik varsa, kapatma davası da benzer şekilde verilecek. Her şeye rağmen AKP’nin laikliğe karşı odak olduğunu düşünen insanlar var. Bunların kimisi Yargı’da da bulunuyorlar. AKP’nin kapatılmasının sonuçlarını hesaba kattıklarını pek düşünmüyorum. Hukuki olduğunu iddia edeceklerdir.

Bu davanın hukuki değil siyasi olduğu üzerinde haksız olmayan geniş bir mutabakat var. Bu siyasi kararların da bir strateji üzerine oturduğunu kabul edersek, oluşacak krizin maliyetlerinin nasıl karşılamayı düşünüyorlar?

Bunların kendi işleri olmadığını düşünüyorlar. Haklı olabilir. Onların yapacağı iş bir takım delillerle karar vermek… Bunun hukuki olmadığını siyasi olduğunu biz söylüyoruz. Onun için Anayasa Mahkemesi üyelerinin karar verirken bunun doğuracağı sonuçları düşüneceklerini sanmıyorum. Fakat siyasi sonuçlarının iyi olmayacağını görüyorum. Anayasa Mahkemeleri üyelerinin bunu düşünüp düşünmeyeceklerini tartışmak bana doğru gelmiyor.

Peki AKP tarafına geçersek, AKP nasıl bir strateji izleyecek önümüzdeki dönemde? Erken seçim, yerel seçimlerle genel seçimlerin birleştirilmesi, Başbakan Erdoğan’ın bağımsız aday olması vs. konuşuluyor. Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu’nda değişiklik olmayacak gibi görünüyor? Sizce en rasyonel senaryo hangisi?

Kapatılması durumunda Tayyip Erdoğan ve bir kısım milletvekiline ceza geleceği kesin. AKP bu davanın biran önce sonuçlanmasını istiyor. Bunun birçok nedeni olabilir. Bunlardan biri ekonomi olabilir. Ama diğeri yerel seçimlerdir. Yeni kurulacak olan partiye zaman kazandırmak istiyorlar. Benim gördüğüm kadarıyla erken seçim diye yanlış bir şey telaffuz ediliyor. Benim bildiğim milletvekili boşalan bölgeler için ara seçim gerçekleştirilecek. DTP’nin de kapatılması ihtimali çok yüksek. DTP’den de boşalacak çok bölge var. 30 civarında milletvekili boşalacak. Bunların yenilenmesi için ara seçim yapılacaktır. Ara seçimde Erdoğan ve arkadaşları bağımsız olarak meclise girebilirler. Bu senaryo daha rasyonel görünüyor, görebildiğim kadarıyla.

Bağımsız olarak hükümet kurabilir mi?

Onu tam bilmiyorum. Çok tartışma var o konuda. Bakan olabilir, Başbakan bile olabilir diyenler var, olamaz diyenler de var. Biz 367 sürecinden beri bazı şeyleri ilk defa yaşıyoruz. Burada da böyle bir süreç olacak. İlk defa yeni şeyler tartışacağız.

Rejim içi bir bunalım söz konusu… Peki, bu ilk defaların yaşanması ve bunların türevleri, rejimin demokratik sürece adaptasyonu, rejimin yenilenmesini mi sağlar, yoksa rejimin çökmesine mi sebep olur? Hangisi daha yüksek ihtimal?

Rejim çökmez, fakat çok ciddi bir krizden geçtiği, krizi çözemediği ve çözemedikçe yeni krizlere sebep olduğu açık. Büyük bir tıkanma halinde rejim. Bu tıkanmanın çaresi mevcut formüller değil.

Peki bu ilk defa karşılaşılan sorunlar demokratik adaptasyonun olmamasından kaynaklanıyor, diyebilir miyiz?

12 Eylül Anayasa’sında askerler merkez partilerin güçlü olacağı ve kenardaki partilerin güçlenemeyeceği bir sistem tasarladılar. Fakat 90 ortalarından sonra bu sistem çöktü. Şimdi sorun, buna uygun yeni bir yapılanma mı, yoksa var olan 82 Anayasası’nın sınırlayıcı çerçevesi içerisinde AKP ve türevi partilere uydurmak konusunda bir ikilem yaşanıyor. ANAP, CHP, DYP gibi partiler olsaydı sorun olmazdı. Sorun bunlar için düşünülmüş bir çerçeveden AKP’nin yararlanmasıdır. Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasını düşünün. Gül gibi birisi Cumhurbaşkanı olunca yetkilerin çok olduğu söyleniyor. Bu bir şekilde çözülür, fakat zaman alacaktır. Bu, Türkiye’nin enerjisini tüketiyor tabi, ancak çok büyük bir çatışma çıkacağını da sanmıyorum.

Peki bu güveninizi neye dayandırıyorsunuz?

Çatışma sürekli var da çok büyük bir kabus senaryosunun, ihtimal dahilinde olsa da, olacağını sanmıyorum. Türkiye’nin iyi kötü yolunu bulabilen bir ülke olduğunu, güçlü bir devlet olduğunu, çevresindeki ülkelere kıyaslanmayacak ölçüde sivil toplumu var. Bunların bir aşamadan sonra devreye girip Türkiye’yi çok tehlikelin dönemeçleri almasına yardımcı olabilir. Buradan bir çıkışın olabileceğini sanıyorum.

Yarın: Kemalizm Kürtlerle ittifak etmez…

www.iyibilgi.com özel İlhan Döğüş



Bu haber 803 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,447 µs