En Sıcak Konular

Travma yaşayanların tam listesi!

24 Haziran 2008 12:13 tsi
Travma yaşayanların tam listesi! Mehmet Mir Dengir Fırat'ın sözleri malum medyada beklendiği gibi işlendi: Yine tarihi çarpıtma ve siyasi bir manipülasyon... Peki gerçekten devrimler travma yaratmaz mı? Tüm siyaset bilimciler kabul ediyor. O zaman mesele: YÜZLEŞME! İşte yüzleşmemiz gere

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Mir Dengir Fırat’ın The New York Times gazetesine verdiği demeci MEKEZ MEDYA’nın ahlaki pozisyonunu ele vermek için iyi bir fırsat oldu. Söz konusu çevreler, yaşananları inkar ederken, Fırat’ın kendilerini “psikolojik savaş” iddiasıyla eleştirmesini de “basını susturamazsınız” şeklinde çarpıtarak darbeciliklerinin üzerini örtmek için kullandılar; "özgür basın" rolüne büründüler...

Enerjimizi siyasi ve mesleki etiği, ilkeleri siyasi ve mesleki çıkarlarına ve ideolojik pozisyonlarına kurban vermekten imtina etmeyenlere harcamak niyetinde değiliz. Nitekim toplumun gördüğü bir berraklık var bu alanda…

Bize düşen bu ülkede yaşanan travmaları iyileştirmek için, onlarla yüzleşmek için hatırlatmak…

Çünkü hatalarla ve yaşanan acı olaylarla yüzleşmedikçe o olayların tekrarlanma riskleri hep var...

Ayrıca yüzleşmedikçe ve yüzleşmeden kaçındıkça geliştirilen tavırlar gösteriyor ki, yüzsüzleşiyoruz… Çünkü yüzleşme ahlaki bir yükümlülük ve bu yükümlülüğü yerine getirmemeye yönelik direnç, kaçınma doğal olarak ahlaki olmayan yüzsüz bir tutum ifade eder… Yukarıda andığımız merkez medya tavrı tam olarak bu minvaldedir…

Gelelim devrim ve travma meselesine…

Dengir Fırat’ın da basın toplantısında söylediği ve saygın tüm sosyoloji ve siyaset bilimi çalışmalarının irdelediği gibi devrimler travmatik sonuçlar doğururlar…

Dünyanın en güzel ütopyasını amaçlayan en iyi devrimi de olsa, devrim olduğu için, yani belli bir kadro tarafından topluma sorulmadan tepeden gerçekleştirildiği için, tüm devrimler yöntemleri neticesiyle sosyal yarılmalara sebep olmaktan kaçınamazlar…

Çünkü devrimler ve devrimciler toplumun bilemeyeceğini iddia ettikleri ve sadece kendi tekellerinde gördükleri mutlak bir doğruya inanırlar ve o doğruyu “halka rağmen halk için” mantığıyla AYDINLATMA misyonuyla pratiğe geçirirler…

Bu bakış, o mutlak doğru içinden biçimlendirilmiş ütopya çerçevesinde  geleceği şekillendirmek için şimdiyi ıskalarken, devrim için insanların hayatlarının mahvolmasını da “tarihin zorunluluğu” olarak meşrulaştırır, insanı araçsallaştırır…

İşte toplumun travmaları da bu noktadan, bu bakıştan kaynaklanır; aydınlatayım derken hayatlar kararır…

Tekrarlamak lazım; bu, devrimin amacından bağımsızdır, devrim en güzel amacı taşısa da yukardan dayatıldığı için bu sonuçlar kaçınılmazdır…

İşte ülkemizde tepeden gerçekleştirilmiş "ulus yaratma", "tektipleştirme" projesi çerçevesinde ve zor yöntemler nedeniyle travma yaşayanlarımız:

-Dindarlıkları nedeniyle “şeriat” söylemiyle kamusal alandan dışlanan dindarlar, üniversiteye alınmayan başörtülü kadınlar,

-Dilleri yasaklanan ve varlıkları inkar edilen, türlü eziyetlere maruz kalan Kürtler…

-Gayri- Müslim oldukları için dinlerini yaşayamayan, Varlık Vergileriyle gayri-menkullerine el konulan, Anadolu’yu tektipleştirmek için bu topraklardan sürülen Rumlar, Yahudiler, Ermeniler,

- Maraş, Sivas, Çorum, Tunceli ve Gazi’de katliama uğrayan, ibadetlerini ve dinlerini gizlemek zorunda kalan, haklarında “mum söndü” gibi çirkin şaiyalar üretilen Aleviler,

-Görüşleri nedeniyle asılan, işkence gören solcular ve önce solculara karşı dolduruşa getirilip ardından -Kenan Evrenin de ifade ettiği gibi- “eşit” davrandıkları görüntüsü için sırf göz boyamak karşılığında idam edilen, işkence edilen sağcılar,

-Kürt meselesi çözülemediği için devam eden çatışmalarda hayatını kaybeden gencecik insanların aileleri, yakınları,

-27 Mayıs'ta, 12 Mart'ta, 12 Eylül'de, 28 Şubat'ta darbeye uğrayanlar,

-Fikirleri ve yazıları dolayısıyla suikaste kurban giden gazetecilerin, aydınların aileleri, yakınları,

-Asılan başbakanlar, bakanlar, siyasetçiler, onları destekleyen kitleler,

Ve tüm bunların komşuları olan, onlarla bu toprakları kardeşçe paylaşan herkes…

Şimdi bu listede kendinizi yakın bulduğunuzu sahiplenip; size uzak olanı inkar edebilirsiniz…

Mesela Aleviyseniz sizin dışlandığınızı ifade ederken, başörtüsü meselesine itiraz edebilirsiniz. Ya da dindarsanız kendi sorununuzu vurgulayıp Ermeni, Yahudi, Rum yada Kürt/Alevi meselesinde çuvallayabilirsiniz…

Açık söyleyeyim bu tavrınız da işte travma yaşandığının kanıtı… Çünkü öyle travmatik olmuşuz ki birbirimize yabancılaşmış ve birbirimize karşı bizi ezenin yanında oluyoruz…

Oysa şimdi travmalarımızı iyileştirmek için oturup konuşup, birbirimizin dertleriyle derlenip, empati yapıp birbirimizle yüzleşmemiz gerekiyor…

www.iyibilgi.com analiz İlhan Döğüş



Bu haber 2,691 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,591 µs